"Elimde, yüzümde rüzgar
Oynatır hüznü içinde
Bembeyaz kar elleriyle*"
Veee nasıl severiz biz o karın yağışını, yıldızın kayışını.
Vee kayarken o yıldızlar vee geçerken o uçaklar.. Ama dilekler tutarız ve
dualar ederiz. Göğe bakarız beraber ve oradayızdır sevdiklerimizle...
Hele çocuksak ve -bence- hala içimizdeki çocuk aynı heyecan halindeyse içimizdeki çocuk hala duruyorsa inanmaz mıyız masallara???
İşte tam da bi' çocuğun gözünden giriş yapılmış İki Dünya
Bir Dilek filmine.
Hande Erçel (Bilge) ve Metin Akdülger'in (Can) başrollerini
paylaştığı filmi Hakan Kırvavaç (Ketche) yönetiyor. Bilge ve Can çocukken
hastanede tanışırlar. Bilge, Can'a bir şeyler anlatır anlatır ve bir kitap hediye eder veee iki çocuk birbirinden
ayrılır. Uzun yıllar görüşmeyen çocukların aslında kalpten birbirlerine bağlı
olduklarını görürüz. Yıllar sonra alevlenen aşk, aşkın nasıl ilerleyebileceği. Can,
Bilge'yi görmek için dondurmacıya gider mektupları bırakır ve fakat Bilge'nin
eline bu mektuplar geçtiğinde her şey bambaşka haldedir.
Masallara İnanır Mısınız?
Kim inanmaz? Diye soruya soruyla cevap vermek istiyorum.
İtiraf etmek de zorlansa da çoğu insanın masalları sevdiğine eminim ama
ispatlayamam^^ Masallara inanmayı seçmenin de inanmak olduğunu söyleyebiliriz
zannımca. Anlatmayı, anlamaktan daha çok severken masalları mı sevmeyeceğiz???
İstediğimiz gibi eğip bükebilme şansımız da var. Huzurla uyumak, güzel sabaha
uyanmak da masallardan geçebilir sanki. Ve evet hala bugün masalları tüm
çocuklar seviyor. Ve evet, yeni çağa ayak uyduruyoruz ve evet eşitlikçi
masalları da ekliyoruz... Yaşasın çocuklar...
Yaşasın Can ve Bilge..
Filmin başrol oyuncularında Hande Erçel aynı zamanda filmin
hikaye yaratıcısı. Ve bence bu isimleri de bilerek verdi çocuklara. Bilge'nin
başarılı bi' avukat, Can'ın da işin ehli bi' arkeolog olması elbette tesadüf
değildi. Ya öyleyse???
Filmdeki "Yok, artık" , "Bu kadarı da
olmaz." Vb diye düşündüğünüz birçok şeyin açıklaması da alt metinlerde
saklı ve bu bi' film her şeyden önce. Film demek hayal gücümüz, olmasını
istediğimiz durumlar demek. Yaratıcılığın en güzel ve güçlü tuğlaları çocuklar
tarafından inşa edilir mesela. Ve bence bu filmin çok öncesi var. (İçimdeki ses
Hande Erçel'in küçüklüğünden itibaren aldığı notları harmanlayıp o zamanı
beklediğini ve hatta kendinden de parçalar olduğunu söylüyor.) Parantez içi yazdığım
elbette kendi düşüncem. Böyle ya da değil ben çok beğendim Metin & Hande
partnerliğini ve oyunculuklarını ve orada gördüğüm Can & Bilge'yi..
Mitolojiden, metafizikten yararlanmak çok güzel olgu.
Akvaryumdaki balık, kalıntı parçası, kitaplar hepsi ve daha fazlası çok
başarılı metaforlar. (Tek tek tek detay yazmayayım ki izlemek isteyenlere
spoiler olmasın.^^) Her iki çocuğun ailesinin karakteri, bulundukları
mekanlar... Dram, romantik, fantastik. Hepsi ya da hiçbiri... Yetişkinler de masal sever..
Hisleri kuvvetli canlarımız ♥
Çocuklar, en temiz kalplilerimiz... Veee Teo (filmdeki
Can'ın köpeği) dilsiz canlarımız... Tatlı bi' film izlemek, bol bol metaforlar
görmek, onları anlamlandırmak, mekanların hepsinin seçiminin bile mesaj içerdiğini anlamak, ailelerin
içsel duygularına dahil olmak, alt metinlerle derinlere girmek isterseniz
mutlaka izleyin İki Dünya Bir Dilek'i... Ki bence izleyin de yorumlarda
görüşelim..
Bir varmış bir yokmuş..
Evvel zaman içinde..
Bilge ve Can isimli iki çocuk varmış..
Veee biz nasıl bitmesini istiyorsak sonunun öyle oluyormuş..
Gökten iki elma düşmüş...
Biri ekibe biri bize ^.^
Sevgiler...
Kısa Kısa Notlar:
- Böyle tüm sahneleri tek tek yorumlayayım istiyorum amma
izlemeyenlere sürprizi kaçmasın da istiyorum. O yüzden yorumlarda konuşalım...
- Çekimler ve filmin rengi çok güzel, teşekkürler Ketche
<3
- Tüm ekip çok iyiydi, elinize sağlık...
- Ön yargılarınızı bırakıp da gelin izleyin filmi. Kiii Noel filmlerini sevenler buna net bayılacak! Aksini söyleyen söylemesin ^^
- Dans sahnesi fav kere fav..
- Film Amazon Prime'da yayınlanıyor.
* Cem Adrian / Masal