Hep söylüyorum Kiralık Aşk’ta sorunlar çabuk çözüme
kavuşuyor, sıkmıyor. Bu; dizinin başarısındaki en büyük bir artılardan biri,
şahsi fikrime göre. Defne’nin Ömer’i ön plâna çıkarma çabaları, her
vazgeçtiğinde destek için yanında olması, artık aşkını daha fazla dile
getirmesi onun ve biz izleyenler için olumlu hareketler. Ömer, zaten dediğim
gibi çok fazla ve çok güzel âşık bu kıza, artı birde bu yaptıklarıyla kendini iyice
hayran bırakıyor. Defne’nin Defne olması yeterli Ömer için. Bu bölümde o pijama
ve terlikli hali, kendi evinde davete hazırlanırkenki halleri, bir şey yemedi
diye endişelenmesi, her şeyi geçtim sadece yanında olması bile yetiyor. Defne
ayakkabılarını giyerken o merdivenden bakışı var ya hani, şu yukarıda tek
karesini gördüğünüz, işte o bakış her şeyi anlatıyor aslında.
125487. kez tekrar ediyorum belki ama Ömer’i Barış Arduç
dışında kesinlikle başka bir oyuncuyla hayal bile edemiyorum ben. Rolün oyuncuya
katkısı tanınırlık anlamında yadsınamaz ama Barış Bey’in de Ömer’e çok şey
kattığını düşünüyorum. İki taraf da kazanıyor yani. Keza aynı durum Elçin Sangu
ve diğer oyuncular için de geçerli. Ama ilk bölümden beri söylediğim gibi Elçin
ve Barış’ı bu roller için düşünen herkesin düşüncesine sağlık.
Maçta gol olunca ben!
Sinan ve Ömer küslüğünün hallolmasına ise tabii ki
sevindim ama ben hala bir özür bekleyen taraftayım. Bilmiyorum, içime sinmedi
böyle benim. Evet, Sinan’ı hala çok seviyorum. Belki de hayal kırıklığım bu yüzden
uzun ömürlü oldu bu kadar. Gerçi hiç beklemediğimiz insanlar tarafından hayal
kırıklığına uğratılırız hep gerçek hayatta da. Sonuçta dizi de olsa orada da
bir hayat yaşanıyor. Tek bir hata yaptı diye karakterden nefret edecek değiliz
elbette. Bu olay hep evlilik oyununun ön provası gibi geliyor bana. Çok
güvenilen ama ihanete uğratan kişiyle yollar ayrılıyor ama yine de
vazgeçilemiyor, çünkü arada yaşanmışlıklar ve sevgi var. Geçmiş kolayca silinip
atılamıyor maalesef. Tabii Defne olayı daha sancılı geçecektir, hadi barışalım
deyip kolayca halledilecek bir mesele değil. Barış demişken, sahnedeki mesaj
umarım yerlerine gitmiştir. Küçük ama etkili sosyal mesajlarının hastasıyız
dizinin. Biz mesajı aldık, sevgiler. ^.^
Sude karakterini hep Sinan’ın yaralarını saracak bir
yara bandı olarak hayal etmiştim ben ama hiç de beklediğim gibi çıkmadı.