Bunca yıllık minnoş hayatımda aşktan
vazgeçenini görmedim, siz gördünüz mü? Burada geçen “aşk” ifadesini lütfen
hormonların yönlendirdiği aşk olarak düşünmeyin. Nefes alan, almayan her şeye
karşı duyulan aşktan bahsediyorum. Açıyı böyle büyütünce ne kadar “vazgeçmek”
kelimesi ne kadar “light” kalıyor değil mi?
***
Gülümse Yeter bir haftalık aradan sonra
yeniden ekranlardaydı. Kaldığı yerden, aynı güzellikte, aynı güldürme
kuvvetiyle. Ekranlarını yeni açanlar için nerede kaldığımızı bir-iki cümle ile
hatırlatmak istiyorum. En son Cem akıllısı Sarp’ın okul arkadaşı Alara kızımızı
bulup getirip Sarp’ın burnuna sokmuştu. Üstelik artık Yasemin de şirkette
çalışmaya başlayacaktı. Şirketin ismini
“Film Gibi” yapmalıydık. Kapı
açılacaktı ve Sarp ile yıllar önce yollarını ayıran Alara gelecek miydi?
Geldiğinde cebinde hangi sırlar olacaktı?
Rüyalarda buluşuruz, hayallerde kavuşuruz.
Kıskançlık aşkın şanındandır. Eğer ortamda
çiçeği burnunda bir çift ve ikisinden birisinin eski sevgilisi/karısı/kocası
varsa kesin kıskançlık olur. Kıskanmayanı döverler, o kadar söyleyeyim.
Yasemin, Alara, Sarp ve Cem. Beraber çalışacaklar. Kimse kimseyi kıskanmayacak.
Kimse arıza çıkarmayacak. Ay durun şuralarda bir yerlerde benim külahım
olacaktı. Ona anlatın ne anlatıyorsanız. Sanırım burada değerlendirme
kriterimiz kıskançlığın dozu olmalı. Yani şimdi bir böyle tatlı tatlı, kur yapa
yapa kıskanmak var; bir de saç baş yolmalı kıskanmak var.
Yalnız o yüzük öyle zırt pırt çıkarsa olmaz, uğuru kaçar,değilmi? Hayallerde
bacaklardan sürüklemeli dövmek serbest. Ama bunun gerçekte hayattaki yansıması
yüzük atmak olmamalı. Belli ki Alara (şapkasız a ile) Yasemin’i tahrik etmeye
çalışıyor. Yasemin’ciğim sen de kadınsın, nasıl düşersin bu tuzağa. Hem boş ver
sen Alara’lı hayalleri. Kırmızı elbiseli, romantik danslı, omuza yatmalı tatlı
hayaller kur. İyiyi, güzeli çağır. Ama doğru Yasemin'den bahsediyorduk. Aşırı atarların, giderlerin insanı! ^^
Şimdi, geçmişten ışığıyla bugünü
aydınlatacağım, kolumu bırakır mısınız, bir dakika? Yasemin’in de her aşık gibi
Sarp’ı kıskanma hakkını elbette kullanacak, kullanmalı. Ama bunu yapmadan önce
ilk önce ne yapıyoruz Yasemin’ciğim: Kendimize bakıyoruz. Hani sen eski eşinin
iş teklifini kabul edip Sarp’ı krizlerden krizlere sokuyorsun ya… (Bugün
Yasemin’e karşı yine çok sempatiğim.) Yasemin’in tertemiz bir kalbi olduğuna
inananlardanım aslında. Ama işte temiz kalp her zaman yetmiyor demek ki. Sarp’a
karşı ani çıkışları, en aşırı tepkileri vermesi benim esas kızımıza karşı duvar
örmeme sebep oluyor. Yasemin’e karşı mesafem ilk bölümden beri var. Yasemin’e
ne hissediyorsam Cem’e beşbinyüzmilyon mislini hissetmem gerektiğini de
düşünüyorum ama olmuyor. Sarp ile Yasemin yerine hem Cem ile Yasemin’i
düşünüyorum. Dinsizin haliyle imansız olunmaz mıydı, neydi atasözü Nermiiiin
yetiiiiş!
Yakın temassss!
Ama daha
önce de dediğim gibi Cem küçük hesaplar peşinde koşarken artık büyük resmi
görüyor. Kendisiyle yüzleşti, Yasemin’e karşı olan hislerine de inanıyorum
açıkçası. (Kötüye inanmak daha mı kolay acaba?) Alara’yı oyuna alarak suya sabuna dokunmadan tekrar, bir süreliğine
dahi olsa, Yasemin’i tekrar renklerine bağlayabilecek mi merakla bekliyorum.
Çünkü Cem’in Yasemin’i bizden daha iyi tanıdığını düşünüyorum. Biz bile 19
bölümde Yasemin’in ani parlamalarından ne kadar yakınıyorsak eminim ki Cem bu
parlamalarına karşı güneş gözlüğünü çoktan hazırlamıştır.
Yazı devam ediyor...