Hayat bize oyun oynuyor olabilir mi?*
Topluca delirttiniz beni. Teşekkürler
Oyun oynamanın yeri, zamanı, kişisi vardır. Küçükken bayıldığın aktivite büyüdükçe moralini bozan etkinlik olabilir. Çok keyif aldığın insanlarla küçükken oynadıysan körebeyi, saklambacı ileride güzel bir anı olarak hatırlarsın. Bir de hayat bir sahneydi değil mi? Herkesin bir rolü vardı. Ona göre türlü türlü maskesiyle dolaşıyordu insanlar. Sahi bir de kandırmaya oyun oynamak deniliyordu. Gizli gizli uğraşmaya, arkadan iş çevirmeye de sözüm ona oyun oynamak diyorlar.

Kafanız mı karıştı? Sözcükler arasında gidip gelirken gözleriniz mi kamaştı? Ben de hepsi mevcut. Geçtiğimiz haftaki iki sağlam ters köşe üzerine bu haftaki terslikler ile şaşkına döndüm. Yiğit Deniz’e oyun oynamaya çalışırken senaristler de bize oyun oynuyor diye düşünüyorum. Çok büyük oyunlar dönüyor dostum.

Yiğit ile Deniz beraber olacaklar mı? İnanın Yiğit Deniz’e evlenme teklifi etmesine rağmen aklım karışıyor. Ben baştan Yiğit ile Deniz beraber olacak mottosunu kafama yerleştirmiştim. Tuna güzel seviyor, iyi bakıyor da dedim. Hatta Tuna’nın illa biriyle beraber olması gerekmiyor da dedim. Nitekim Ayça’dan kurtulmasına yardım eden Yiğido çok da güzel yaptı. Yalnız odada İrem ile el ele tutuşması hiç içime sinmedi. Çünkü İrem demek şeytanın beden bulmuş hali demek. İrem demek Deniz’in söylediği tüm sözcükleri hak eden demek. Önce o arkadaşlığa bakalım. İrem Deniz’e söylediği tüm sözcükleri kendisi hak ediyor. Deniz’i hiç alımlı olayım, çok para kazanayım, kariyerim tavan yapsın derken duymadım, görmedim. Var mı göreniniz? İstediği şey işi olmasıydı. Yiğit bile aklında yoktu. Aşk o kadar uzaktı ki kısmetse belki bir gün gelip bulurdu. İrem Deniz’e değil aslında kendisine ezik demek istedi. Deniz’in yerine geçmek onu heveslendirdi. Kendini üst ligde gören İrem, Deniz’i ezebileceğini düşündü. Yiğit’in aşkına, Yiğit’in ilgisine, Aslan Ailesi’nin fedakarlığına alıştı. Çok sevdi, benimsedi. Ve kopmak istemedi. Kendi yapamadığı işleri de Deniz’in yüzüne vurarak vicdanıyla hesaplaştı. Aslında hesaplaşmaya çalıştı. Deniz tam benim içimden geçenleri yaptı. Hatta çok azını yaptın ben Deniz. Bu da sadakan olsun. Yoksa o tokat bugünlerin hıncını asla almaz. Peki bundan sonra İrem ile dostluklarına ne olacak? İrem’i Tuna’nın sevmesini mi sağlayacaklar? İstemiyorum, istemem. İrem’in yüzünü bilen melek kalpli Tuna tek kalsın daha makbul. İrem’i iki şartla affedebilirim. Birincisi bunun hala Tuna’nın yazdığı kitap olarak yorumluyorum. Yani Tuna’nın yazdığı kötü kadını canlandırdığı ortaya çıkıp tanımadığımız biriyle izdivaç yapar ya da otelin başka şubesine kariyer odaklı giderse. İkincisi ise tüm bunların rüya olması durumunda. Nasıl mı? Aslında hepsi Deniz Aslan’ın Gölge’nin bir kitabını okumasıyla ortaya çıkmış. Oradaki karakterleri kendine yakın bularak kitabın derinliklerine daldığı bir akşam yaşamış. Gözünün önünden geçenleri bize izletmişler. Dahası Yiğit’ten gelen mail sonrası kendi yerine İrem’i gönderirse her şey arapsaçına döner. Ben İrem’i bu şekilde affederim. Ötesiyle ilgilenmem.

Biraz da olsa içimin yağları eridi

Fedakar Tuna, vefakar Tuna, seven Tuna. Şimdi bir de veda eden Tuna oldu. Kalbin ne kadar büyük be adam. Nasıl güzel veda ediyorsun sevdiğine? Ayrılıklar da sevdaya dahil diyorsun sarılırken Deniz’e. Bir bakışıyla kalbini çeldi. Neşesiyle seni mest etti. Doğallığıydı asıl seni çeken. Sonra anlamadım kendini Deniz aşkında buldun. Aslında Deniz’in aklının, kalbinin her daim Yiğit Balcı’da olduğunu bildin. Yalnız konduramadın, yazarken hissetmen lazımdı. Yardım ettikçe ve onu gördükçe kopamadın Deniz’den. İşte hayatın sana olan acımasız oyunu da bu be Tuna Ertürk. Eski neşeni bul, enerjini topla, pozitifliği sal etrafa. Çünkü sana gülmeler yakışıyor be adam. İstersen çık git oradan, bir başına kal. Yalnız ol. Kendi gölgene Deniz’in gölgesini ekledin ya Tuna orada bitirdin beni, bizi. Şimdi bırak hepsini. Yeni doğmuş bir bebek gibi ağla ve kahkaha at. Çünkü bir daha bir daha üzülmeni istemiyorum. Tuna gibi sevmek vardı ya şimdi bir de Tuna gibi veda etmek eklendi . Aslında Tuna gibi bakmak ve Tuna gibi öpmek de sana özel. Bunları başaran sen eski haline de gelirsin. (Yoksa o karakter de psikopata bağlanacak.)
Bu da Tuna gibi sarılmak olsun mu <3

Yazı devam ediyor...

ETİKETLER :

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER