Defne ve Ömer konuşamazken, -Allah bazen böyle yetenekler vermeyebiliyor- asansörü durdurup, Defne'yle konuşma cürreti gösteren Pamir'i asla yanlış anlamayan Defne'ye ne demeli? Anağnen eve geç dönmene izin vermezken bana neyin Londra'sından, neyin iddiasından bahsediyorsun acaba? Her hafta İngiltere'ye mi gidiyorsun, vizen mi var? Ömer'in kazanacağına güvenmek başka, elalemin -aynı resmin içinde kendini görmek istemediğin- adamıyla iddiaya girmek bambaşka. Bıkmadın mı dahil olduğun oyunlardan? Fırsat verilseydi belki Defne ile Ömer de eğlenebilirdi lakin evlenmeyi seçmişlerdi. Ciddi kalamıyorum. Ömer, böyle bir teklifle gelse Defne kesin terslerdi, göz deviren bebek emojisi hayal edin burada. "Ağır ol paşam, daha tanışalı 10 gün oldu!" demeden Pamir'le iddia kuponu yapıyorlar. Ben anlamıyorum Şükrü, bunlar n'apıyor ya?
Poyraz Karayel'de, Ayşegül'ün kocası bile, Ayşegül'e "Poyraz'ı hâlâ seviyor musun?" diye sormazken, Pamir bu haddi kendinde nasıl buluyor? Ömer'i sevip sevmediğini sorması karşısında Defne nasıl "Sana ne?" diye kestirip atmıyor? Bittiğini söylemek ne mağna? Defne sen her şeyden ne kadar çabuk vazgeçiyorsun öyle? Dil bu kadar kirletilmez. "Bitti." demek bu kadar kolay olmamalı. Olmasın ya! Passionis'in lojistik müdürü değil mi Defne? Şirketteki kriz beni mi ilgilendirecek tabii ki Defne'yi de ilgilendiriyor. Ne demek "Eski çalışanıyım." Defne gitmedi mi, "Stil'den aldığım parayı talep ediyorum, Defne Hanım diyeceksin!!!!!!" demedi mi? Tamam ya anladım ben, kaç paket B-12 istersiniz? Sinan ve Yasemin ilişkisini bilen Aytekin, nasıl Defne ve Ömer'den bihaber mesela? Defne'nin yeni engelleyicisi, sorgulayıcısı hep Pamir mi olacak? Defne neden Aytekin'e bu kadar kötü davranıyor? Sorularımın cevabını kimden alabilirim?
Pamir'in Vanni ile bağlantı kurması rengini iyicene koyu griye çevirdi. Bence suyu ısınıyor. Cinsine -Neriman'a- çekmiş olacak ki, Ömer'le ortak kuzenlerinin de Sude olduğunu düşünürsek, iyi bir dersi artık hakediyor.
Ömer'le öpüştükten sonra, eve gelip Nihan'dan Ömer'le alakalı kötü bir şey duymayı bekleyen Defne'yi düşünüyorum. Yetmiş milyonun sesi olup dile gelen Nihan'lara selam olsun. Ömer'le alakalı kötü bir şey yok. Tek eksisi, Defne'yi terk etmekti bunda da haklıydı. Ama bu eksiyi artık Ömer'in de bünyesi kaldıramıyor. Çok fazla uzadı bu iş, acilen susmayı bırakmaları gerekiyor. İkisi de sustukça saçmalıyorlar. Yeni boşanan Seda'yla, az zaman önce boşanmış Sinan bile, Defne ve Ömer'den daha çok yol aldılar. Unutmuşum, Defne ve Ömer duruyordu değil mi? Ötede durun o zaman, sinirlerim bozuluyor.
Tüm absürtlüğü ve saflığına rağmen, içinden bir adet iyilik timsali çıkan Derya'yı ayakta alkışlıyorum. Ömer'e kimsenin vermediği, -oysa Defne'den ne çok beklerdim- desteği vermek adına, dile getirdiği cümleler gözlerimi doldurdu. "Siz benim kahramanımsınız Ömer Bey, bu masala inanmaya devam etmek istiyorum." Bakın ben Ömer olsam, kalkar sarılırdım. Ömer'in tek dediği de "Anladım, sağ ol" oldu ama olsun. Eminim kafasında bir yere koymuştur. Nitekim Derya benim gözlerimi yaşartırken, Defne Pamir'e "Orası da benim şirketim, orada sevdiğim adam var." diyememekle meşguldü.
Sinan ve Seda'yı gülümseyerek izliyorum. Özlediğim Nihan'a kavuşmanın sevincindeyim. Ve çokça istiyorum bu sahnelerden. Sahalarda görmek istediğim şeyler bunlar. Defne ne yapsa hakkını ödeyemez Nihan! <3 Lakin senin gazınla yaşadığı bazı acı vakaları saydırtma şimdi bana. ^^ Serdar'ın kıskançlıklarını ve ona kızmayı dahi özlemişim. En azından Osman Akça'yı izliyorum. En azından, Serdar'ın bir şeyleri umursadığını görüyorum, bu aşure bile olsa. ^^
Koray ve Neriman'ın bulundukları her sahnede bağırmalarından hiç hoşlanmıyorum. Desibel ayarı piliizz. Zaten içinde Neriman'ın olduğu sahnelere tahammül sınırlarımın eşiğindeyim. Hâlâ oyun kurmaktan bahsetmesine dayanamıyorum, Allah'ım yeter. Keşke Nergis Kumbasar'ın oyunculuğunu harcamasak, Neriman'ı bu kadar karikatürleştirmesek. Çünkü "Bu ne şuursuzluk?" dediğim herkes gibi, Neriman da yalnızca bunlardan ibaret değil, biliyorum. Geçen hafta da yazdığım gibi, ben bu diziye dün başlamadım ki, ikinci sezondayız. Her karakteri ailemden biriymiş gibi tanıyorum.
Masaya çizilen ayakkabı! Ah o ayakkabı! N'apçaksınız, güvenlik kameralarını mı isteyeceksiniz restorandan bilemiyorum. Ömer de sanki her gün masaya çizim yapıyormuş gibi bu detayı unuttu ya helal olsun. Peki Sinan'a ne demeli? Sinan demedi mi, "N'aptın sen masaya mı çizim yaptın?" diye. Yok yok, B-12 takviyesi cümleten herkese şart.