Tok evin aç kedisi Serdar'ın arsızlığı adına tek bir kelimem yok sarfedecek, bunu belirteyim. Hadi Nihan yeni anne, emziriyor neticede. Ayrıca şu emzirme meselesini de biraz fazla uzatmadık mı? Mesela, bu hikaye Serdar'ın sorumsuzluğundan nefret edeyim ekseninde mi ilerleyecek böyle? Ben, anneli babalı çocuklu sahneler de görmek, izlemek isterdim. Nihan'ın yemek konuşmaktan başka sahneleri olmalı mesela, beni güldüren Nihan'ı özledim. Hayallerim, Ömer ve İso Bebek'li sahnelere kadar uzanıyor ama inandırıcılık açısından, İso'nun ismini verdikleri bebekle de sahneleri olsa keşke. Keza o evde, İso Bebek'i tek önemseyen Defne gibi hissediyorum. Defne, İso Bebek'i yukarıda bırakıp aşağıya iniyor pazı sarmaya ve o sırada uyanan Nihan, oğluna dair tek kelime etmiyor. Ya da sırf Ayşegül ve İso aynı evin içine girebilip kahve içebilsinler diye, Serdar'ın bir ampulü bile değiştiremediği iddia ediliyor. Altı boş sahneleri sevmiyorum, sevemiyorum.
İso'nun trajedisine gelecek olursam da, hayağğğtt ağlamaklıığğ demekten öteye gidemiyorum. Evren, İso'nun buğulu gözlerini izleyip ağlamamı uygun bulmuşsa bana söz düşmez. Yalnız, tanıdığımı sandığım İso'yla bu hikayede ilerleyemeyiz, konuyu kapatır önümüze bakarız. Öyle olmayacağını ön görmek zor değil. Bu sebeple, İso'nun alacağı kararları ve kendi çizgisine ne kadar ters düşeceğini merak ediyorum.
Hangi aşkım acıyla var olmadı ki be kardeşim. Sınavın hakkını en iyi biz veririz.
Bir diğer merak konum da, İso ve Ömer'in akıbeti tabii ki. Ömer'in İso'yu gördüğünde selam bile vermeye yeltenmemesinin altında yatan sebebi öğrenmedikçe, içim rahat etmeyecek. İso'nun şuur kaybının sebebini de belki böylece anlarım. Defne'nin Ömer'le barışırsa neden Gayya kuyularına düşeceğini de anlarım belki o zaman. Siz yazın benden habersiz bölüm çekip yayınlamadıysanız ve Defne yeni bir cendereye -yalana- düşmek zorunda kalmadıysa eğer, Ömer neden üzsün onu? Neticede kiralık aşkı bile sindirebilmişse ve bunu atlatabilmişlerse, ağlasa da bu kadar ağlamaz artık Defne.
Ömer kötü biri değil arkadaşlar, yapmayın. Kızabilir, sitem edebilir, haksız bulabilirsiniz ama onu -kötü- birisi gibi gösteremezsiniz. Çünkü ayıptır, yazıktır, günahtır. Defne'nin en azından, şimdilik İso'ya karşı duruşunu korumasına sevindim ama bu konuda tecrübeliyim, hemen inanmayacağım. Çünkü Defne, bizim köyde en çok tutarsızlıklarıyla bilinir.
Kiralık bir karakter tutacağım ve herkesi sarsıp, "Tamam Ömer gitti ama Defne kiralık bir aşk olduğu için gitti. Defne örselendi, parçalandı ama herkes ektiğini biçer Serdar ve Neriman hariç, çünkü hayat bir tek onlara güzel!" demesini rica edeceğim. Parası neyse de vereceğim.
Allah İso şansı vermesin abi, bana bütün kadınlar güzel, dünya çiçek.
Neriman madem Defne'den kaçıyor oraya neden onu görmek için gitti ve büyüdüğünü bir bakışta nasıl anladı? Çünkü ben büyümüş bir Defne göremiyorum. Neriman, böyle sevecekse sevmesin bence ve onun bir şuuru olduğuna dahi inanmıyorum. Çünkü yaptığı şeyi yorumlamaya kalkarsam uygunsuz içerik olacak. Onun "Ömüş" demesi açık ve net midemi bulandırıyor ve Defne'ye Pamir'i kakalamaya çalıştığı sahnelere mide bulantımla eşlik ediyorum. Onu midesi geniş arkadaşlara havale ediyor ve bir müddet adını dahi anmak istemiyorum. Ne zaman ki onun için Ömer, paradan daha değerli olur, o zaman oturur bu konu üzerinde fikir beyanında bulunurum.
Necmi'nin Sinan'a, Ömer'in bir şeye ihtiyacı olduğunda haberinin olmasını istediğini beyan etmesi kırık kalp ben. Ömer'in aileye, sevgiye ihtiyacı var! Adamın bi Şükrü'sü vardı, onu da Defne sürekli karanlık tarafa çekip duruyor zaten. Şuursuzsunuz yahu madem partiye gittiniz bi Ömer'in sağından solundan geçip aynı kadraja girsenize, biz de görelim. Olmadı arkasından el sallayın, bir şeyler yapın ne bileyim! Stil Vagonu çalışanlarının, Ömer İplikçi'yi gördüklerini bilmesem, Pamir için eriyip bitmelerine anlam vereceğim. Ve en bi' yakışıklı olanın Pamir gibi davranılması da gözüme gözüme batıyor. Ben eskiden tatlı bir izleyiciydim, sezona da çokzel girmiştiniz şimdi neden böyle oldu?
Yazı devam ediyor...