undefined">Biraz da dertleşelim…
Reyting listesinde
her hafta biraz daha gerilere düşüyoruz ve bu da bir yerinden bu hikâyeye
düğümlenen bencileyin seyirciyi tedirgin ediyor. Bu kadar zaman devam etmişken,
gerçek bir final izleyemeden, sorularımız yanıtlanmadan veda etmek istemiyoruz
dizimize… Elbette seyirci başka bir şeyler izlemeyi tercih etmiş olabilir ama
burada, diğer işlerin ilgi çekiciliğinin yanı sıra, Kördüğüm'ün giderek düşen temposunun ve eski düğümleri çözmek,
sorularımızı yanıtlamak yerine düğüm üstüne düğüm atmasının, hikâyeyi iyice
dallanıp budaklandırmasının da payı var.
Hep söylüyorum, Kördüğüm'ün en güçlü yanı, karakterlerini
bize müthiş oyuncular aracılığıyla sunması. Dizinin bu kadar şahane bir kadrosu
olmasaydı, her hafta Tülay Günal, Teoman Kumbaracıbaşı, Rojda Demirer, Ferit
Aktuğ, Alican Yücesoy, Gözde Çığacı ve Mehmet Aslantuğ'u bir arada izlemenin
hazzını verecek bir başka alternatif var olsaydı belki ben de vazgeçmiş olurdum
bu düğümleri birbirinden ayıklamaya çalışmaktan, ama bu güzel insanların o
karmakarışık düğümler arasında hareket etmeye çabalamalarını izlemeyi,
hikâyenin sonuna ulaşmayı hiç istemeyecek kadar seviyorum. Yeni sezonda henüz
bir numaralarını görmediğimiz İbrahim Çelikkol, Tuğrul Çetiner, Nurcan Eren,
Tuncer Salman ve Burcu Kara'dan söz etmedim bile daha.
Bir de, bölüm
öncesinde okuduğumuz bölüm özetlerinde spoiler
verilmesi meselesi var… Haftalık özetleri yazan kişi, bölümü henüz izlememiş
olanlara değil de bölümü kaçıran ve artık izleyemeyecek olan kişilere hitap
ediyor gibi. İzleyerek öğrenmemiz gereken pek çok detayı daha bölüm başlamadan
öğreniyor olmak hiç keyifli değil. Kaldı ki özette Melisa hakkında yazılanları
bölümde görmedik bile. Ama bölüm özeti, kim bilir kaç bölüm sonra ortaya
çıkacak olan gerçeği bize söyledi bile: Melisa, Enver'in gayrımeşru çocuğu
imiş!
Geçen sezondan beri
beni rahatsız eden zaman probleminden de söz edip bitireyim yazımı. Geçen sezon
en büyük sorunumuz, zamanın çok yavaş geçmesi ve bir bölümde ortalama 36
saatlik bir zaman dilimini izlememiz, dolayısıyla da takvimin pek
ilerleyememesiydi. Bu sezon bir bölümde 3-4 gün izlemeye başladık ve bu sorun
ortadan kalktı. Fakat başka zamanla ilgili başka sorunlar çıkmaya başladı.
Sezonu haziran ayının sonunda noktalamıştık, Eylül sonuna doğru kavuştuğumuzda
6 aylık bir zaman atlaması oldu, dolayısıyla Aralık ya da Ocak ayında olmamız
gerekirdi, oysa görüntülerdeki mevsim yaz sonuydu. Bu hafta öğrendik ki Naz'ın
ölüm tarihi 6 Eylül'müş.
Yetmezmiş gibi
bebeğin nüfus cüzdanını da gördük ve doğduğu tarihin 25 Eylül olduğunu
öğrendik. Burada iki hata öne çıkıyor. İlki, Emre ve Gökçe'nin ilişkisi Ocak
sonu, Şubat başı gibi başlamıştı. Normalden çok erken doğurmadığını bildiğimiz
Gökçe'nin ya Ocak ayı başında hamile kalmış olması ya da Ekim ayı sonunda doğum
yapması gerekirdi. İkincisi ise, Gökçe doğum yaptığında Ali Nejat'ın gözaltında
olmasıydı. Ali Nejat cinayetten 2 gün sonra tutuklanmış olsa, Gökçe de gözaltı
süresinin sonlarında doğum yapmış olsa ulaşacağımız tarih en geç 11 Eylül
oluyor. Oysa kimlikteki tarih 25 Eylül. Genco hastaneden alınan belgelerle
nüfus kaydı yaptırdığı için tarihin yanlış yazılmış olabileceğini düşünmemiz
için bir sebep yok.
Yani diyorum ki,
azıcık daha dikkatli olunsa…
Genco'nun soyadının hikâyesini de merakla bekliyorum…