Sevme beni göze güzel gözüken görkemim için
Sevindiren gözüm ya da yüzüm için,
Ne de dışarıdan görünen hiç bir şeyim için:
Hayır, bir kalp için de değil, değişmeyen!
Çünkü bunlar bozulabilir, hastalanabilir:
Ayrılırsak biz ikimiz.
Sakla, bir gerçek kadın gözünü, onun için,
Ve beni hala sev, neden olduğunu bilmeden!
Sebebin böylece yine aynı kalır
Hep benim üzerime düşmek için.
***
Hayır, siz 35’i
izlerken ben yanlışlıkla 24. Bölümü izleyip gelmedim. Veya istemediği bir şey oldu mu ortadan toz
olan kaçak Defne gibi bir süre kaybolup, geri geldiğimde de dikkat dağıtıp
olanı biteni unutturma niyetinde değilim. Olanı biteni unutturma şansı varsa
bunu zaten kullanırdım ona emin olun. Yaklaşık 12 saattir düşünüyorum ve
bulamadım ama.
O yüzden bu şiire
döndüm. Beni sevme diyen, ama aslında bilinç üstünde hiç isteyemediği biçimde
sevilmek için yalvaran Ömer’e. Hiç bir
şeyin aslında mükemmel olmadığını, dışarıdan göründüğü gibi kalmadığını, zaman
zaman bozulabildiğini, hastalanabildiğini anlatan adama.
Sizce uyabilir
miyiz? Neden olduğunu bilmeden hala sevmek mümkün olabilir mi? Bugün hasta
olsak da, sebebimiz yine aynı kalabilir mi, bu sevmeyi sevdiğimiz şeyin üzerine
düşmek için?
Olabilir diyorum
ben, yani mümkün olabilir. Kolaydır ise, demiyorum asla. Bu şiiri okuduktan
sonra kalkıp Defne’ye “çizmelerini unutma” diyen adamı da sevmek kolay
olmamıştı zaten. “Bir ilham perim yok”
diyen adamı da kolaylıkla
affedememiştik. Ama yörüngesine de girmiştik bir kere. Bir şekilde
toparlıyorduk bazı şeyleri, çünkü toparlayabileceğimize inanmıştık. Biliyorduk,
orada kalmayacağını. Yaşanamayanlara, yarım kalanlara, hepsine sıra geleceğine
inanmıştık. Borçluydu bize Ömer. Ve Defne’nin kapısına her şeyden arınıp “bu ne
anlama geliyor biliyorsun değil mi?” diye gidene kadar bize bir miktar
çektirerek de ödemişti sonunda borcunu... Şimdi de Kiralık Aşk’a verdik bu
borcu. Tahsilatta bir miktar sıkıntı daha çekeceksek de, kapatacağına
inanıyorum ben. İnanıyorum ve seviyorum hala, neden olduğunu bilmeden.
Yazı devam ediyor...