Bu arada Yusuf’un saldığı fitne filizlenmiş bile. Karun’dan uzun uzun Rus Hanedanı’nı dinledik. Sergey Zharkov! Aslen bizim buralı bir Ermeni ama çok çalışmış ve Rus Hanedanı olmuş. Vallahi Ruslara ayıp edildi. İngiliz kraliyet ailesinin Alman olmasından sonraki en büyük ayıptır bu herhalde. Karun öyle bir anılara daldı ki ohoooo Gorbaçovlara kadar gittik. İhanet edenin Sergey olduğunu düşünüyor. RaniniTv’de yorumladığım bir başka yerli dizi Filinta’da geçen hafta konu Ruslara dönmüştü. Bu hafta Kurtlar Vadisi Pusu’da da işin içine Ruslar girdi. Tam Ruslarla aramızın bozuk olduğu dönem. Haydi hayırlısı diyorum. Putin’i üzmesek bari. Hayır ayıya binip stres atsın diyeceğim ama, bu mevsimde ayıyı nerden bulsun adam.
Yalnız Prometheus hikayesini güzel oturtmuşlar. Bilen bilir ama bilmeyenler için kıssacık bir özet geçelim. Prometheus Yunan mitolojisindeki tanrılardan birisidir. Bunun farkı Tanrıların lideri Zeus’dan nefret ediyor olması. Onun ve dolayısıyla tanrıların saltanatını sona erdirmek istiyor ama daha önce hiçbir ayaklanma bunu başaramadığı için farklı bir yol deniyor. Balçıktan insanı yaratıyor ve onun için Olympos’dan ateşi çalıyor. Ateş orada bir simge. Akıl diyebiliriz, bilgi diyebiliriz onun yerine. Böylece kendisi Zeus tarafından lanetleniyor ama sonuç da ortada. İnsanların hükmü başlıyor. Bu kurnazlığı yüzünden kurnaz olarak ün salıyor. Karun da Sergey’i Prometheus, Polat’ı da insan olarak görüyor. Cümlenin sonu pek olmadı galiba... Saltanatını sona erdirecek insan yani…
Kamu spotu, kamu spotu dediniz Ayla Algan’dan ayarı aldınız mı?! “Ben masalcı teyze değilim. İcraat kadınıyım ben.” dedi. Hepinize dedi. Bak gitmiş ne güzel şey bulmuş. Ağırlık yapmayan ve hareket kısıtlamayan sır yelek icat etmiş. Donat Siyah Sancak’ı bunlarla sal düşmanın üstüne bakalım kim ayakta durabiliyor. Yalnız hakikaten Anadolu hocamın üstünde o yeleği denemelerini görmek isterdim. Çok eğlenceli olurdu çok! Anadolu hocam’a gelecek haftalarda neler yaptıracaklar bilmiyorum ama karakterde farklı bir şeyler denemeleri güzel bir gelişme.
-:Bi eğilsem birbirinizi vurursunuz ehuehueheuHiç Polat’ı bilenle, bilmeyen bir olur mu? Bak Gölge’ye... İki tahrik etmeye kalktı arabanın kapısını burnunun üstüne yedi. Akıllı adam hiç Polat Alemdar’ı tahrik etmeye kalkar mı? Sana Ahıskalı’nın ölümünü hiç anlatmadılar mı? Şahsen Gölge’nin yerinde olsam en efendi halimi takınırdım ki zaman kazanayım da gelip beni bulsunlar. Nitekim Polat’ın cep telefonundan yakalanacak kadar acemi olmadığını biliyorduk ama Echelon’u hesaba katmayı unuttuk. Hoş Polat bir merkezlerini geçen sezon imha etmişti ama o merkezlerden sadece bir tanesiydi. Kısa süre içinde Polat’ın telefonundan izini buldular da Ariel’in yüzü gülmeye başladı.
Polat’ın Gölge’yi kaçırdığı o mübarek gece sabaha kadar aralarında neler geçti bilmiyoruz. İhtimalimiz %5 ama belki ilerde flash-back görürüz. Fakat sabahı epey detaylıydı. Fragmanda Polat KGT mezarlığında sanki zehirlenmiş gibi lanse edilmişti. En azından ben öyle anladım ve “hımm yine Gölge’nin eline düşecek ama araya da bir bölüm sıkıştıracaklar” şeklinde düşündüm. Fena yanılmışım!
Polat, Gölge’nin kelepçelerini çıkardığında itiraf ediyorum vasat bir dövüş sahnesi bekliyordum. Kurtlar Vadisi Pusu eskiden bu işleri muazzam yapardı ama son dönemde kimin kime vurduğunu bile anlayamıyorduk. Doğru söyleyin koreograf mı değiştiniz? O ne kutlu, o ne estetik, o ne güzel, o ne muazzam, o ne kendine özgü sahneydi öyle! Ekrana sarılıp bağrıma basmak istedim "nasıl özlemişim nasıl nasıl nasıllll” diye ağlamak istedim. Özellikle nedendir bilmem kafa vuruşlarına hayran olan beni baştan tavladılar ama geri kalanlarımızı da sahne sonuna kadar eminim bir bir topladılar. Ertan Saban ekranın en iyi dayak yiyen adamı olabilir. En azından en karizmatiği… Şahsen bana öyle vursalar Kanal D’de yaklaşık bir 10 dakika sadece biiiip sesi duyardınız ama adam hiçbir şartta kendinden ödün vermiyor.
Tut şu silahı tut bi kimmiş bakim o yaşlandı diyen gelsin bi yüzüme söylesin!
Bu dövüş olaylarını son dönemde çok iyi yapan iki dizi vardı. Sonradan bir başka dizi daha yeltendi ama bence taklit etmeye çalıştığı için becerememişti. Kurtlar Vadisi Pusu taklide girmeden, bu konuda üzerindeki ölü toprağını silkeleyerek ayağa kalktı. RaniniTv de yazıya gelen yorumlarda Polat için “artık yaşlandı” diyeni dahi görmüştüm. Vallahi Polat bu bölüm onu diyenlerin de ağzına ağzına vurdu. Onlar için özellikle Polat'ın kafaya taşı yemeden hemen önce Gölge’nin ağzına vurduğu tekmeyi seçiyorum. Kızmak yok.
Diyaloglara ayrıca değinmek gerekir. Başından sonuna kadar çok keyifliydi. Gölge'yi zaten biliyoruz ama Polat uzun bir aradan sonra ilk defa bir düşmanıyla bu kadar çok konuştu. Bunu bile özlemişiz. Bu arada geçmiş bölümlerde Gölge’nin Polat’ı bir düşman olarak görmediği sadece ayağına dolanmasını istemediği bir şey olarak gördüğü yönündeki tespitimizi de Gölge bizzat doğrulamış oldu.
Ormanın içinden, bembeyaz karlı havaya geçiş bu kadar güzel bir sekansın nazar boncuğuydu diyelim. Gölge kaçtı, Polat kovaladı ve bir kez daha sıkıştırdı. Boynunu kollarının arasına aldığında kırmasını bekliyorsun ama o doğal olarak boğmayı tercih etmek zorundaydı. Polat, Gölge’nin boynunu sıkarken ve Jurgen nişan almışken bende resmen saniyeler uzamaya başladı. Nefesimi tuttum! Hatta “n'olur haftaya kalsın” diye dua bile ettim. O an Jurgen’in silahından çıkan kurşunu görmektense bir hafta merak içinde kalmak daha iyi bir seçenekmiş gibi geldi.
Tam o esnada gelen silah sesiyle birden sene 2004 oldu. Masanın üzerinde ÖSS kitaplarım belirdi. Televizyonun arkası uzadı, tüplüye falan döndü. Zira ancak o zamanlar Vadi’de böyle şeyler olurdu ve o şey Polat Alemdar olurdu. Şimdi ise vurulan oydu. Gölge’nin inmeye cesaret edemediği yerden yuvarlanışını gördük! ..ve sonra Yusuf’un yüzünü… Adeta sezon finali olabilecek bir bölüm finali izledik. O an şok olmayan bir tane Vadici varsa bu işi bırakmam da çok şaşırırım yaaani...
Onca yaz, o sahilde, o balonları boşuna vurmadım. Hepsi bugün içindi!
Şimdi, "Yusuf oraya nasıl geldi?” sorusunun cevabını hiç aramayacağım zira o konuda kafam durmuş vaziyette. Belki gayet açık ve mantıklı bir sebepten geldi ama ben şu an onu düşünemiyorum. Düşünebildiğim tek şey Yusuf’un niyeti… ilk izleyişte anladığım Polat’ın kurşunu sol omuz kısmından aldığıydı ve kurşun solundan geldi zannettim. Sol omuz çok tehlikelidir. Bir sürü sinir ve damar vardır. Her ne kadar yüzünde bir öldürme hırsı görmesem de emin olamamıştım.
Sonra Kurtlar Vadisi Pusu’nun resmi Youtube kanalından bölüm sonuna baktığımda kanın arkadan öne doğru çıktığını gördüm. Demek ki arkadan ateş etmiş ve koca sırt varken kenardan vurma çabasından da anlaşılıyor ki öldürmek değil, sanırım Jurgen’leri gördüğü için hayatını kurtarmak istemiş. Peki neden?! Ferdinand’ın kötü olduğunu Yusuf bilmiyor ki! Yoksa ben tamamen yanılıyor muyum? Arka soldan öldürmek için mi ateş etti? Oooof kafam çok karışık ama yüzümde aptal bir gülümseme var ve bu çok değerli.
Son Jedi Polat Alemdar!
Kurtlar Vadisi Pusu 281. Bölüm sezon finaline yakışır bir bölüm finaliyle bitti ama beni de keyiften bitirdi. Bu bölüm Gölge ve Polat nihayet açık açık ilk kez kozlarını paylaştılar. Bu son olmayacak ama ilkinde çıtayı böyle yükselttiklerine göre diğerlerinde fezaya çıkacağız demektir. Bölümün başından sonuna kadar seyirciye adeta çalımlar atmaya çalıştılar ki bence bunda çok da başarılı oldular. Fragman’da her şeyi gösterdiklerini sanmıştım. Orada bile çalım atmışlar. Çalım yemekten kendimi Messi karşısındaki vasat defans oyuncuları gibi hissettim. Alta videoyu da koydum. Temsilen hangisinin ben olduğunu net anlarsınız.
Bu bölüm sadece 93 dakikaydı ve bu sezon izlediğimiz en iyi bölümdü. Darısı hem kalite hem süre olarak gelecek bölümlerin başına diyelim. Vadi’deki bu silkelenmeyi geçen bölüm de hissetmiştim ve bu bölüm ayan beyan gördüm ki Vadi’de gerçekten bir şeyler değişmiş. Teknik konulardan tut senaryoya kadar toplu bir yükselme var. Bu yükselmeyi yeni normaline dönüştürürse perşembe gecelerine tekrar ambargo koyacaktır.