Defne Topal: Asi kızıl saçlar ve biraz altın suyu!

Defne’yi, aşk uğruna tarumar olan nice romantik komedi karakteri arasında ayrıcalıklı kılan en mühim unsurlardan birinin de Ömer olduğu unutulmamalıdır son olarak. Ömer bu hikayenin ‘mutlu’ bir romantik komedi olmasını sağlayan Darcy’sidir aslında. Defne’nin “olduğu gibi”sini görebilmeyi becerecek kadar derinlikli; ve bu gerçeğe aşık olacak kadar temiz yürekli ve yüce gönüllü olan Ömer; Defne’nin, alt katmanlarında keder ve yalnızlık yatan hikayesini mucizelerin gerçek olduğu bir masal diyarına taşıyan beyaz atlı (yoksa ATV’li mi diyelim) prensidir bir bakıma. Çünkü Ömer’in aradığı cevherin ta kendisidir Defne, sadece ve sadece kendisi olarak.

Ömer, Defne’den bile önce, bizimle ilk tanıştığında söyler bunu, dönün bakın hafızalara: “Geçek bir şey arıyorum ben” der, “kapıları kapattığımda gerçek, sahici olan bir şey”. Uykusundan, saçları “çarşamba cadısı”na dönmüş olarak uyanan Defne’dir o gerçek işte. O kızıl saçlar, külkedisinin arabasının gece yarısı balkabağına dönüşmesi misali çalı süpürgesine dönüverir Defne başını yastığa koyup gözlerini kapattığında...
 
Ve sanki zamanların birinde, dilden dile anlatılan bir başka “Apollon ve Dafni” efsanesinde o asi kızıl saçlar; Defne’nin suretin hemen altında yatan o zapt edilemez  gerçekliğinden dem vururcasına; her sabah, Apollon misali, Ömer’in kalbine altın suyuna batırılmış oku saplar.

Çünkü Defne, her şeyden çok bir masal kahramanıdır; ve Defne ile Ömer’in hikayesine en çok masalsı, destansı bir son – veya ‘sonsuzluk’ – yakışır.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER