Son zamanlarda Arda ve Pelin aşkını dizide çok
izleyemiyoruz. Bu nedenle, sizin için, Pelo Arda aşkı nasıl başladı ayrıntılı
öğrenelim diye Pelin’le konuştum.
Sevgili Pelin komiserim Arda ile hikâyeniz nasıl
başladı hadi bize anlatın.
Aşk birbirine bakmak değil, birlikte aynı yöne bakmaktır.
Akademinin ilk yılında, Ömer ilk tanıştığım
insanlardandı. Henüz çekingen olduğum zamanlardı. Genellikle etrafı
gözlemlerdim. Ömer’in yeri hep ayrı idi. O ilk andan itibaren bir ağabey gibi
beni kollamıştır. Bahardan kalma bir günde, Ömer ile akademinin bahçesinde
oturuyorduk. Birden Arda çıkageldi, yüzünde kocaman bir gülümseme ile. Ömer ile
daha önceden tanışıyorlarmış, Ömer’i görüp gelmişti. Mavinin bir insana bu
kadar yakışabileceğini düşünmemiştim.O gün neler yaşamıştk anlatamam ama Arda'yı ilk gördüğüm an, gülümsemesi zihnime kazılı durur.
Güneş mi gözümü kamaştırmıştı, yoksa Arda’nın gülüşü
mü emin değilim. Oturmadan herkese çay getirdi. O zamanlardan anlamış Ömer’in çay
kolik olduğunu. Sohbete başladılar. Ne konuştuğumuzu inanın hiç hatırlamıyorum. Belki çocukça ama o gün heyecandan üstüne çay döktüğüm gömleğimi hala yıkayamadım. Aşk sadece kalbinize değil, eşyalarınıza da iz bıraktıysa kolay kolay temizlemeye kıyamıyor insan.
Aşk hayatının ortasına ansızın düşer böyle !
Daha sonra güzel bir grup olduk. Beraber ders
çalışmalar, proje yapmalar derken iyice kaynaştık. Birbirine iyi bağlanmış, iyi
bir ekip olmuştuk. O nedenle Arda’nın da benden hoşlanmış olabileceği hiç
aklıma gelmemişti. Hepimiz bir şeylerden çekiniyorduk ama bilememişiz.
Bir de akademide bize şunu öğrettiler: polislik takım işidir. Takımındaki her eleman, dünyada kalmış en son insanmış kadar
önemli olmalı. Böyle olunca, takımında yer alan insanlara “o gözle”
bakamıyorsunuz. Bakmak niyeti zihninize düşünce de insan biraz utanıyor ve
çekiniyor.
Akademinin son yılı çok zor geçti. Çünkü aklımızda "ayrılacak mıyız?" sorusu vardı. Tabi ki bu sorunun benim için başka bir
boyutu da vardı. Benim ve Ömer’in tayini Van’a çıkmıştı. Ardan’ın tayini ise
Ankara’ya. Dünyanın iki farklı ucunda olacakmışız gibi gelmişti. Ömer yanımda
olacak diye sevinirken, kalbim Van’a varmadan üşümeye başlamıştı bile.
Arda ile benim zamanımız hiçbir zaman denk gelmedi. Ben
O’nu tanıdığımda bir kızla beraberdi. Bir gün Arda, sevgilisi, ben ve Ömer konsere
gitmiştik. Arda ve kız arkadaşı o kadar üzgündüler ki o anda Arda’ya sıkı sıkı
sarılmamak için kendimi zor tuttum. Arda kızdan ayrıldığında, benim hayatımda
biri vardı. Hiçbir zaman aynı anda yalnız kalamadık. Tam ikimizde yalnız
kalmıştık ki araya kilometreler girdi.
Aşk yaratıcılığınızı artıran bir duygu. Arda Ankara’da,
ben Van’da olunca; Arda’yı görmek için bahaneler bulmak konusunda pek bir
üretkendim. Ve Arda’nın dediği gibi tam yedi kere Arda’yı ziyarete gittim:
Evini kurmasına yardım etmek için, hastalandı diye ve en sonunda da düğünü
için.