İlk
görüşte aşk denilen şeyin hiç başına gelmediğini söylüyor.
Aşkı zamanla, usulca ve emin adımlarla yaşayan biri olmuş daima.
Yaşam felsefesi gereği ''Kendi toprağım'' olgusuna pek fazla
inanmıyor ve her canlının aynı derecede kıymetli ve özel
olduğunu düşünüyor. Hayatın hiçbir alanında intikam olgusunu
bir seçenek olarak görmüyor. İntikamın işleri daha da
güçleştireceğini düşünüyor ve bundan (haklı olarak)
kaçınıyor. İçgüdüleriyle hareket etmeyi seven bir adam ve
yaşam onu hangi noktaya yönlendiriyorsa direksiyonu o tarafa doğru
kırıyor. (İyi ki!)