4 – Roma
Sinema illa
beyazperdede izlenir diyenlerden değilim. Çok umurumda olduğunu söyleyemem.
Fakat Roma’yı iyi ki beyazperdede
izlemişim. Öncelikle, filmi evimin konforunda, telefonum elimin altındayken
izlesem sanırım sonuna kadar konsantrasyonumu koruyamazdım. Ayrıca bu film,
daha önce hiç yaşamadığım bir sinema deneyimi yaşattı bana. Sürekli arka
koltuğumda oturanlar konuşuyor zannettim; sonra duyduğum seslerin Türkçe
olmadığını kendime hatırlatarak Türk sinema seyircisine yapmaya alışık olduğum
atarlara başlamaktan son anda kurtuldum. Çok acayip bir ses kullanımı vardı,
kulaklarıma inanamadım. Filmin hikayesini fazla sıradan bulanlar, çok
abartıldığını düşünenler var. Evet, Roma
Cuaron’un en iyi filmi değil kesinlikle. Ama ben filmin içine girdim; üzüldüm,
gerildim, korktum, endişelendim… Duygudan duyguya sürüklendim ve izlediğim
karakterlerin başına ne geleceğini fazlasıyla umursadım. Bir an olsun Roma balonunun fos çıktığını düşünmedim.
Bir başyapıt olmasa da, iyi bir sinema filminden beklentimi karşıladı. Daha ne?