Ejderhanı Nasıl Eğitirsin 3: Kahramanlarımız gizli dünyanın peşinde!

Ejderhanı Nasıl Eğitirsin 3: Kahramanlarımız gizli dünyanın peşinde!
Masallarda ejderhalar hep insanın düşmanı olarak anlatılmıştır. Çocukluktan kalma bu alışkanlık daha önce efsanelere, sonrasında ise resme, edebiyata ve sinemaya yansımıştır; ejderhalar hep insanın düşmanı olmuştur. Ejderhanı Nasıl Eğitirsin (How To Train You Dragon) serisi ise insanla ejderhanın ezeli birer düşman olduğu algısını kırmaya ve körelen hayvan sevgisini yeniden kurmaya çalışan animasyonlardan biri. Bu duruşundan taviz vermemesiyle de hep takdir ettiğim bir seri olmuştur.

Serinin yeni filmi Ejderhanı Nasıl Eğitirsin 3. Gizli Dünya ejderha avcılarının yakalamış olduğu ejderhaları kurtarma operasyonuyla başlıyor. Ejderhaları kaçırmayı başaran kahramanlarımız, onları kendi evlerine, Berk Adası’na getiriyorlar. Fakat bu küçük ada yüzlerce ejderhayı barındırmaya yetmiyor. Bunun yanı sıra ejderha avcılarının bir numaraları hedefi haline geldiği için de Viking dostlarımızın bu adayı terk etmekten başka çareleri kalmıyor. Nerede güvende olacaklarını düşünürken Hıçkırık, babasının anlattığı bir efsaneyi hatırlıyor ve dünyanın sonunda yer aldığı Gizli Dünya’yı bulmak üzere yola çıkıyorlar. Var olduğundan emin olmadıkları bir yeri bulmaya çalışmaları yetmezmiş gibi bir de Grimmel adlı bir Gecenin Öfkesi avcısı, Dişsiz’i yakalamak için peşlerine takılıyor. Dişsiz’in aşkı bulması ise her şeyi daha da zorlaştırıyor.


Dişsiz'in hayatının aşkı Işığın Öfkesi ile karşılaşması

İlk film Dişsiz ve Hıçkırık’ın üzerinden kurulan “hayvan sevgisi” temasını ele alıyordu. İkinci filmde ise fiziksel eksikliklerini bahane etmeyen kahramanlarımız, hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına ve mücadeleye kaldıkları yerden devam ediyorlardı. Beraber büyüyen, hayatın zorluklarıyla birlikte mücadele eden bu iki yakın arkadaşın bu son macerası ise seçim yapma ve kabullenmeyi etrafında gelişiyor. Bu seçimlerden ilki, lider Hıçkırık’ın Vikinglerin geleceğine yapması gereken seçim: Bir tarafta babasının vasiyeti, diğer tarafta ise artık Berk’e sığmadıkları ve düşmanın yaklaştığı gerçeği. Hıçkırık, Astrid’in de desteğiyle kabul etmesi zor da olsa Berk’i terk etme ve yeni bir yuva bulma kararını vermeyi başarıyor. Babasının vasiyetine rağmen Vikingler ve ejderhalar için en doğru olanı yapıyor.  Genç yaşına rağmen mantıklı düşünerek doğru olanı seçmeyi başarıyor, ama burada başta Astrid olmak üzere yakınındakilerin verdiği desteği unutmamak gerekli.

Hıçkırık’ın yapmak zorunda olduğu diğer seçim ise Dişsiz’in geleceğine dair almak zorunda olduğu karar. Ya bencilce bir tercih yapıp ömrünü en yakın arkadaşıyla maceradan maceraya koşarak geçirecek ya da kabul etmesi zor olsa da Dişsiz’in kendi yolunu çizmesine izin verecek. Hıçkırık vermek üzere olduğu seçimde yaşanan yeni gelişmelerin büyük etki sahibi olduğunu unutmamak lazım, yani Dişsiz’in aşık olması. Hayatının aşkıyla tanışmadan önce Dişsiz’i anlayan tek kişi Hıçkırık’tı. Dolayısıyla Hıçkırık’ın Dişsiz’i neden bırakmak istemediğini, neden onunla birlikte Gizli Dünya’ya gitmek istediğini anlayabiliriz. Ama Işığın Öfkesi’nin hayatlarına girmesiyle işler değişti. Aynı Hıçkırık’ın hayatında Astrid’in olması gibi artık Dişsiz’in hayatında da onu anlayan biri var. Kendine ömür boyu yanında olacak bir eş bulduğuna göre, Hıçkırık’ın da onun mutluluğundan endişe etmesi için bir sebep kalmıyor. Bu da gelişmeyle birlikte Hıçkırık zor da olsa en yakın arkadaşının kendi hayatını yaşamasını ve gidip ejderhalara liderlik etmesini kabulleniyor. 


Azılı Gecenin Öfkesi avcısı Grimmel

Ejderhanı Nasıl Eğitirsin serisinde beni rahatsız eden bir mesele vardı, o da Dişsiz’in özgürlüğü. Çocuklara (hatta yetişkinlere bile) hayvan sevgisi aşılama anlamında önemli bir yere sahip olan seride Dişsiz’in tam anlamıyla özgür olamaması içten içte hep sorguladığım bir durumdu. İnsanlığın nefret ettiği bir “canavarken” ve yalnızken kendine yakın bir dost bulmasının elbette bunda rolü büyük. Ama yine de neden çıkıp kendine yeni dostlar, kendi gibiler bulmaya çalışmadığını anlamıyordum. Bunun eksikliğini ilk iki filmde hissettim. Fakat serinin final filminde Dişsiz’in kendi yoluna gitmesi, hikayeye daha farklı bir gözle bakmamı sağladı. Aslında biz bir dostluk hikayesi değil, bir büyüme hikayesi izliyormuşuz. Dişsiz ile Hıçkırık’ın birbirlerini bulması (birinci film), engellerle ve hayatın zorluklarıyla mücadele etmeleri (ikinci film) ve şimdi de artık kendi çizdikleri yoldan gitmeleri. Yani mesele özgür olmamak değil, sadece Dişsiz’in kendisine izleyecek bir yol bulamamış olması.


Kahramanlarımız kendilerine yeni bir yuva ararlarken...

Ejderhanı Nasıl Eğitirsin serisi yalnızca macera dolu hikaye ve hayal gücünü zenginleştiren fantastik bir dünya değil. Hayvan sevgisini aşılıyor olmasının yanı sıra Astrid ve Hıçkırık üzerinden kadın ve erkek toplumsal alandaki rollerine dair söylemiyle de erkek egemen toplumun normlarını kırmasıyla da çocukların zihnine kadın erkek eşitliğini zihinlere kodluyor. Küçük yaştaki izleyiciler için biraz sert başlasa da (şiddet içeren bir iki sahne var) en nihayetinde çocukların ve yetişkinlerin birlikte keyifle izleyecekleri bir film. Hazır beyazperdedeyken kaçırmayın derim.  



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER