Bir iç huzursuzluğu kapladı yine içimi. İç huzursuzluğu
nedir bilir misin? Hani böyle karnına bir ağrı saplanır, nefesin sıkışır
içinde, derin derin nefes almak istersin de aldığın her nefes içine içine batar.
Öyle zamanlarda içim şiş şiş oldu derim ben. Kimse anlamaz ne demek istediğimi.
Azıcık halden anla demek isterim, diyemem. Susarım çünkü ben karşımdakinin beni
anlamasını beklemeyi bıraktım artık. İnsanın kendini açıklamak zorunda kalması
yorucu. Yoruldum ben de bıraktım, herkes ne anlıyorsa onu anlasın, anlamıyorsa
anlamadığıyla kalsın, beni bir bıraksın.
Bu iç huzursuzluğu yaşadığın evin içinden geliyorsa o “herkes
ne anlıyorsa onu anlasın” tavrı pek işlemiyor yalnız. Yaşadığın “ev” seni
anlamıyorsa nefesin hep sıkışıyor. Sığamıyorsun aslında zaten hiç sana ait
olmamış o eve. Belki bazen taşıyor kelimeler yüreğinden, boğazın patlayana
kadar bağırıyorsun, belki de hep susuyorsun içine içine. İşte o zaman şişiyor
yüreğin, için şiş şiş oluyor.
Bu iç huzursuzluğuyla yaşanmaz sen de biliyorsun. İçini
huzurla doldurmanın yollarını arıyorsun, deniyorsun. Her yaptığın yeni bir iç huzursuzluğuyla
karşılık buluyor. Mesele senin yeni bir şeyler denemen değil aslında, mesele senin
bir şeye bağlanman. Senin hiçbir şeye bağlanmanı istemiyorlar. Senin, onların
istediği sınırlar içinde kalmanı bekliyorlar ama sen durmak istemiyorsun. Durma
zaten. Bu iç huzursuzluğunu durdurmanın yolu senin durmamandan geçiyor. İşte Dirmit
kız da tam olarak öyle yapıyor. Durur muyum, durmadım tabii diyor.
Dirmit, çok özel bir kız çocuğu. Hayaller kuruyor ama
öyle sıradan hayaller değil bunlar. Dirmit’in hayalleri o kadar güzel, o kadar
içten ki dinlerken kıskanıyorsunuz. Doğduğu evinse işi gücü Dirmit’in
hayallerine müdahale etmek. Dirmit ne yapsa yanlış onlar için. Dirmit, özgür
değil o evde. Yüreğini havalandırmak istiyor mesela, yüreğini gezdirmek
istiyor, yoluna taş koyuyorlar. Durur mu, durmuyor Dirmit, kelimeleri yakalıyor,
süzüyor yüreğinden sonra kağıda döküyor, bu sefer de yırtıyorlar kağıtlarını,
kırıyorlar kelimelerini. Dirmit, koşmak istiyor, dans etmek istiyor. Bıraksalar
uçacak Dirmit ama kanatlarını koparıyorlar.
Dirmit pes etmiyor, durmadan devam ediyor ama aklında
bir soru var ki can acıtıyor. Bu eve değil de başka evlere doğsaydım nasıl
olurdu? Gözlerim dolu dolu bakıyorum Dirmit’e. Bu sorunun cevabını ona
verebilmek istiyorum, veremem ki. En iyi bildiğim şeyi yapıyorum, susuyorum.
Sarılmak istiyorum o an Dirmit’e. Sarılırsak kırık kalbini iyileştiririm belki
diye düşünüyorum…
Sevgili
Arsız Ölüm- Dirmit, severken acıtanların hikayesi. Çok özel
bir oyun. Bir oyunu başından sonuna hem gözlerin nemli, elin kalbinde hem de çenen
acıyana kadar gülerek izlemek çok özel ve nadide bir his bence. Oyunun ve
hikayenin bende yarattığı his tam olarak, severler seni ama aslında canını acıtırlar
ve bunu hiç fark etmezler. Hani diyor ya Sezen
Aksu şarkıda “acıtmışım canını sevdikçe” diye. İşte aynen öyle bir his…
Sevgili
Arsız Ölüm- Dirmit, Latife Tekin’in romanından Nezaket Erden
ve Hakan Emre Ünal tarafından uyarlanmış. Hakan Emre Ünal oyunu yönetirken Nezaket
Erden sahnede harikalar yaratıyor! Ben Nezaket Erden’in performansını nasıl
anlatmalıyım, nasıl tanımlamalıyım gerçekten bilmiyorum. Hani dildeki tüm olumlu
sıfatları yan yana dizsem sanki yine bir eksik kalacak gibi geliyor. Nezaket
Erden, iyi ki Dirmit olmuş, iyi ki bizi onunla tanıştırmış. Oyunu aynı hislerle
iki kere izledim ve bunu açık yüreklilikle söylüyorum, bugüne kadar izlediğim
en en en iyi tek kişilik performans ilan ediyorum!
Oyunun broşürünü, Moda Sahnesi’nde oyun izlemeye
gittiğim bir gün görüp almış ve içimde çok değişik bir his uyanmıştı, bu oyunu
izlemeliyim demiştim. Hislerim iyi oyunlar konusunda beni yanıltmıyor,
şanslıyım. Broşürü de çerçeveletip duvarıma asacağım, Dirmit’i hiç unutmamak
için…
Sevgili
Arsız Ölüm- Dirmit’i izleyin! Sonra en sevdiklerinize izletin
hatta severken canınızı acıtanlara izletin.
Dirmit kızlara not: gönlünün zincirlerini
kıramayanlardan, severken canınızı acıtanlardan korkmayın, hiç durmayın, hep yolunuza
bakın…
Bu özel romanı uyarlayan ve sahneleyen Nezaket Erden
ile Hakan Emre Ünal’a çok içten teşekkürlerimle…
Oyun Künye Bilgileri:
Eser:
Latife Tekin-Sevgili Arsız Ölüm
Uyarlayanlar:
Nezaket Erden-Hakan Emre Ünal
Yöneten:
Hakan Emre Ünal
Oynayan:
Nezaket Erden
Afiş
ve Broşür Tasarım: Kutay Yaşar Teköz
Afiş
Çizimi: Perim Işisağ
Sahne: Tiyatro Hemhâl