Aslı Londra doğumlu. Ebeveynleri orada tanışıp evlenmişler, üç kardeşin ortancası Aslı 12 yaşındayken de dönmüşler Türkiye'ye. Yetişkinlikteki karakterin, çocukluğun nasıl geçtiğine göre şekillendiğine inanırım. "Güzel bir çocukluk geçirdiğimi ve orada bayağı mutlu olduğumu hatırlıyorum." diye bahsediyor Aslı da ama orada yaşamayı hiç düşünmüyor. "Özleyip giderim ama bir hafta sonra sıkılırım ve “Türkiye’ye, evime dönsem." diyor. Bizi bırakıp gitmesin de zaten.
Türkçe okuma ve yazmayı 12 yaşında öğreniyor ve bunu sıkı Aslı Enver takipçileri bilir, Aslı disleksik. Kısaca açıklamak gerekirse, normal veya üstün zeka seviyesinde olmasına rağmen okuma, yazma ve dil becerilerinde problem yaşaması demek. "Normal biri yarım saatte bitiriyorsa benim okumam 4-5 saati bulabiliyor. Sonuçta böyle doğdum ve böyle yaşamayı öğrendim." diyor. Senaryo okuma ve ezberleme üzerine kurulu oyunculuk mesleğinde Aslı'nın başarısını kimse tartışamaz.
Çocukluğunda müzikle uğraşıyormuş, "Oyuncu olmasam da sanatla bir şekilde ilgilenecekmişim."diyor. Sonra Müjdat Gezen Sanat Merkezi'ne kabul ediliyor ve kendini Türkiye'ye geldikten sonra belki de ilk kez bir yere ait hissettikten sonra oyuncu olmaya karar veriyor. Liseyi "Benim üniversitem orasıdır." dediği Pera Güzel Sanatlar'da okuyor. Hatta, kendisini sahnede hatırladığı ilk oyun olan Yangın Yerinde Orkideler'i de bu lisede oynamış. Lise bittikten sonra, bir sene ayağı kırılan, "Canım, içim, fikrim, en özlediğim" diye bahsettiği rahmetli anneannesine bakıyor evde. Bugün Aslı konservatuvar mezunu ise bunu sağlayandır Ayten Hanım. "Senin bana bakmanı değil okumanı istiyorum." diyor...