Duru prenses ve Deniz ilişkide
dev bir yol ayrımına geldiler. Can Manay’ın niyetini bizzat kendi ağzından
duyan Deniz ona birkaç yumruk attıktan sonra Duru’yu da bu ilgiye gönüllü
olmakla suçladı. Duru Deniz’in bencilliğinden ve kibrinden, Deniz Duru’nun
hırsından nefret ettiğini söyledi, küfür kıyamet gırla gitti tam da nikaha sayılı
günler kala. Bir takım kavgalar her ilişkide olur, olmayanına ilişki demem ama
karşındakinin varoluş biçiminden tiksindiğini söylersen bunun dönüşü pek de
yoktur. Deniz çok kibirli bir adam, bu onun için nefes almak kadar doğal. Duru
çok hırslı bir kız ve bunu fark etmesine Can Manay sebep olsa da, Duru’nun gerçeği
bu. Bugüne kadar bunu isteyerek ya da mecburen idare etmişler ama artık ne kadar farklı insanlar olduklarını inkar
edilemez şekilde anladılar. Duru-Can Manay ilişkisi ne olur bilmem ama Duru-Deniz
ilişkisinin yürümeyeceği belli.

Son iki bölümdeki tempo yükseldiği için memnunum ancak ürün
yerleştirmelerin gittikçe daha alakasız durduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Bin
tane ağır yükle uğraşan Bilge gibi bir kız bir parça kek yediğinde kendini daha
iyi hissetmez, her gittiği yerde su içen Can Manay için özel su istemek tuhaf durur
ve kimse ‘Eşyaları arabaya koy’ cümlesinde araba kelimesi yerine marka adı
söylemez. Ürün yerleştirme elbette çok normal ve üstelik gayet alışık olduğumuz
bir durum ama detaylara bu kadar önem verilen bir dizide bunun çok daha iyi ve
bizi ortamdan bu kadar uzaklaştırmadan, en dramatik sahnede güldürmeden de yapılabileceğine
eminim.
Bakalım finalde neler olacak? İyi
seyirler.