"Zeki Müren de bizi görecek mi?"
Esra Gedik
Küçük bir çocukken kimden duyduğumu hatırlamıyorum ama
birileri “yeni yıl yeni ay” demişti. Bütün yeni yıl akşamını pencerede “Nasıl yenilenecek acaba?” diye, Ay'a bakarak geçirmiştim. Yeni yıl geceleri
denilince aklıma bir bu durum gelir bir de rahmetli Zeki Müren.
Çok kanallı hayata geçmeden önceki yıllar çocukluk hafızamda, yeni yılda Zeki Müren’in
renkli tüylerle süslenmiş, parıltılı, yaldızlı kıyafetleri ile şekillenir
Her yıl "bu sefer kim çıkacak?" heyecanı ile televizyon başına geçerdik. Yeni yıl akşamı televizyona yıldız yağardı. Zeki Müren renk demek iken Emel Sayın aşk
demekti. Hele de Tarık Akan’la Mavi
Boncuk filmini izlemişseniz, ekranda Emel Sayın’ı görmek o yıla dair aşk
hayallerini de peşinden getirirdi. Ekrandan çıksa da bizim salona geliverse,
şöyle bir sarılsam derdim her defasında.
Sonra ekran daha da renklendi. İbrahim Tatlıses hiç unutulur mu? İbrahim Tatlıses tüm
yılın yorgunluğunu, emeğini hatırlatırdı. Söylediği şarkılar bir yandan
coştururken bir yandan bu coşkuya sebep olan insanların, yaptıklarımızın,
geçmişimizin sorgulaması ve bir nevi “geçmişin hayaleti” olurdu.
Orhan Gencebay ise umudu canlı tutar, gelecek olan
yıla bir nevi “bizden kork” dedirtirdi. TRT’de Arabesk müziğin yasaklı olduğu
yıllar ve
Orhan Baba'nın ilk kez ekranda arz-ı endam ettiği o yılbaşı gecesi... Unutan, hatırlamayan var mı?
2000'lere geldiğimizde daha pek çok sanatçıyı ekranda
görmeye başladık. Artan kanal sayısı ile her kanalda ayrı ayrı assolistler
geçidi yaşanmaya başladı. Bugün biraz nostalji yapayım dedim. Benim çocukluktan
hatırladıklarım bu sanatçılar ve buraya sığdıramayacağım bir kaçı daha. Yazıyı Zeki Müren’in 1984 dileği ile
bitireyim:
“Yeni yıla kıvançla, huzurla girelim. Gülelim!”
Bol kahkahalı bir yıl olması dileğiyle.