Biraz da Necdet ile Güzide aşkını irdelemek lazım bu
sırada. Necdet’e normal bir ilişkinin, sevilerek sevmenin tadını tattıran
Güzide büyük bir iş başardı aslında. Başlangıçta bana kalırsa Necdet Güzide’nin
de aşkını hak etmiyordu. Çünkü başlangıcı çok çarpıktı. Mesele Necdet’in evli
olması değildi benim gözümde. Ortada gerçek bir evlilik olmadığına göre asla karşı değildim bu ilişkiye. Mesele Necdet'in, Ayla’nın “Yasemin’le Ahmet’in görüşmesini
engelle.” ultimatomu üzerine, Yasemin’in asla vaat etmediği hayallerinin
kırıklığıyla, kendisine ilgisini belli etmiş olan Güzide’yi sırf kendi egosunu tatmin için
kullanmasıydı. Necdet'in
Güzide’yle onu sevmediği halde beraber olması, onun duygularını kullanması
demekti. Güzide en azından Necdet’e aşıktı. Kimseye zarar vermeden, aşkını
yaşamak için çabaladı. Ama Necdet, sevilmek hoşuna gittiği için onunla bir
ilişki yaşıyordu. Güzide açısından ne gurur kırıcı bir durum...
Güzide ile kendince bir düzen tutturmuşlarken
Yasemin’in öğrenmesiyle birlikte birden bire karısına yakalanmış adam pozlarına
girdi. Yasemin çok hatalıydı, bu evliliği sürdürmek, Ahmet’e yalan söylemek, Necdet’e aşırı minnet duymak ve onu özgür bırakmamak konusunda. Ancak yaptığı
hataları telafi etmeye çalıştı. Çarpık çurpuk da olsa Ahmet ile Rüya’yı
yakınlaştırmak istedi. Güzide’yi öğrendikten sonra Necdet’e ayrılmak istediğini
söyledi. Ama Necdet bu dönemde bile ondan ayrılmayı istemeedi. Halbuki artık
Yasemin'e dair umutları tükenmişti, onun hâlâ Ahmet'i sevdiğini anlamıştı.
Ancak kendisi Güzide’yle güzel bir paylaşım içine girmişken,
Yasemin'in de kendisini sevmeyeceğini idrak etmişken, boşanmayı “Henüz hazır
değilim.” gerekçesiyle erteledi. Hazır olana kadar ne çok vakit kaybedildi.
Yaptığı her şeyi, tüm kalp kırıklarını Güzide
kabullenmiş, sindirmiş olabilir ancak o ilişkide beni en çok sinirlendiren şey
Güzide’nin hamile olduğunu söylediği zamanki tavrıydı. O tavır, bir kadın
olarak beni oldukça rahatsız etmişti. Necdet'in Rüya’ya ve Yasemin’e, birçok kişinin hayatını yok
sayarak, bu kadar “sahip çıkarken” Güzide’ye, kendi doğmamış çocuğuna sahip
çıkmaktaki isteksizliğine inanamamıştım. Düşünsenize sevdiğiniz adamdan
çocuğunuz olacağını öğreniyorsunuz ve bunu ona söyleyince hiçbir tepki
vermiyor.

Biraz geçmişe dönüp hatırlayalım; Yasemin’in
hamile olduğunu öğrenen Necdet, evlilik dışı bir çocuk doğurmanın ona ve ailesine yaşatacağı utancı engellemek için ilk olarak “Evlenelim.” dedi. Yasemin başta kabul etmedi, kürtaj olmayı düşündü. Bunu Necdet’e
söylediğinde Necdet “Kürtaj çok önemli
bir konu Yasemin. O masada sakat kalanlar var, ölenler bile var.” diyerek
itiraz etti. Yasemin’e dinletemeyince de fellik fellik güvenilir doktor aradı,
Yasemin’in böyle özel bir sorunu Teo ile paylaştı ve sonunda bir doktor
buldular. Doktora beraber gittiler, Yasemin adına endişelendi, korktu ve kürtajdan
vazgeçince de çok sevindi. Peki Yasemine ve
kendinden olmayan bebeğe bu kadar özen gösterip kürtaja karşı çıkarken Güzide’ye
neden tek laf etmedi? Bundan 10 sene önce kendisinin olmayan bir çocuğa babalık
yapmak için ortaya atlarken kendi çocuğunun kürtajı için sesini neden
çıkarmadı? Yasemin’in hamileliğinde doktorlar ararken neden Güzide’nin
yanında olmadı?
Rüya'yla babalık deneyimini yaşamış bir insan
Necdet, bunun getirisini götürüsünü görmüş. Rüya’yla yaşadıklarından ne farkı
olacaktıbu bebekle yaşayacaklarının? Bu deneyimi yaşamış bir insan “Baba olmaya
hazır değilim!” diye nasıl kaçar? Bu kaçış “Sevdiğim kadın olan Yasemin’in
çocuğuna sonuna kadar sahip çıkarım, babası gibi davranırım ama Güzide’den
kendi çocuğum olursa buna hazır değilim!” demektir ki bu da en başta benim
dediğim gibi, Necdet’in Yasemin’le evlenmesinin tamamen iyi niyete
dayanmadığının ve tuhaf aşk anlayışı nedeniyle bu evliliğe girdiğinin bir
göstergesidir.
Halbuki asıl aşk,
birlikte yemek yapmaktan, müzik dinlemekten, sohbet etmekten keyif aldığı Güzide
ile yaşadığıydı. Çünkü esas olarak bu yaşadıklarında bir paylaşım, bir emek
vardı. Bunu anlaması epey sürdü ama neyse ki doğru kararı verdi, mutluluğu
buldu. Bunu sağladığı için, bu aşk uğruna çok mücadele veren, Necdet’i her
haliyle, her koşulda kabul eden koca yürekli Güzide’ye teşekkür borçluyum
sanırım.