Kore’ye varış
Aslında
Seul diyoruz ama havalimanı, Seul’un biraz batısında yer alan İncheon’da
bulunuyor.
Güney Kore’nin yerel saatine göre 17:15 sularında İncheon’a ayak
bastım. Güney Kore, Türkiye’ye 90 güne kadar herhangi bir şekilde vize uygulamıyor.
Sadece öğrenci ve çalışma için özel vize prosedürleri var. Yani geçerlilik
süresi bitmemiş pasaportunuzla ülkeye girebilirsiniz.
Yolculuktan
önce İncheon’dan Busan’a nasıl gidebilirim diye araştırmıştım.
Airport Bus
dedikleri direkt otobüslerin dışında bir
KTX dedikleri hızlı tren var. Ancak
ben rötar ve kötü hava şartlarını da düşünerek KTX için bilet almamıştım. Alsaydım
iyi olurmuş çünkü KTX biletleri tükenmiş. Ben de otobüs biletlerinin satıldığı
gişeye doğru yöneldim.
İncheon'dan Busan'a gideceğim otobüsün bileti.
Otobüs
saat 20:30’daydı ve biletimi aldığımda saat 19:00’du. Bir buçuk saat bir şeyler
atıştırmak için güzel bir zaman dilimiydi. Ben de aynen öyle değerlendirdim.
Jetlag'e karşı birebir: SÜT! Saatin
20:30 olmasıyla İncheon’dan Busan’a yolculuğum başladı. Otobüs ile iki şehir
arası yaklaşık 5 saat sürüyor. 01:30’da Busan
Nopo Otobüs Terminaline vardımdı,
hayır uğurlu olsundu. Kore’ye gitmeden önce telefonuma indirdiğim
Kakao Map
uygulamasıyla bulunduğum yere taksi çağırdım. İnterneti nasıl böyle rahat kullanabildiğimi söyleyeyim: Kore’de
neredeyse her yerde kablosuz internet mevcut.
10 dakika çay ve ihtiyaç molası.
Otel…
Ranini, otel seçimini bana bırakmıştı. “Başıma bir şey gelmeyecek, düzgün bir
otel” en temel kriterimizdi. Ben de yakınlık uzaklıktan çok anlamadığım için
otel seçimini Ankara’da yaşayan Koreli arkadaşlarım da fikrini alarak yaptım.
Çok güzel bir otel seçmişiz. Her yere yürüyerek gidebildim. ^^
Çantalarımı
odaya bıraktıktan sonra 24 saat açık marketlerin birinden atıştıracak bir
şeyler aldıktan sonra odama çekilebildim. Ekran karşısında biraz dinlendikten
sonra Busan One Asia Festival için güç toparlamak için uyuya kalmışım.
Yazı
devam ediyor…