Tek yön: Seul
Uyuduğumda
saat 02:00’ye geliyordu. 6 Ekim 2016, Perşembe sabahı uyandığımda ise 08:30!
Evet, 08:30! Sekiz buçuk! Giderim dediğim tren çoktaaan hareket etmişti. Artık
nasıl uyuyup, nasıl uyanamadıysam. Nazar çıktı, dedim. Yapacak bir şey yoktu.
Nasılsa treni kaçırmıştım. En azından koca valizle koşturmama gerek olmadığını
bilmek bir nebze olsun içimi rahatlattı. Kahvaltımı yapıp otelden ayrıldım.
Yine Busan Tren İstasyonu’na geldim. Bu sefer tek yön bilet alacağım: Seul’e. Gidiş
var, dönüş (İnşallah) en kısa zamanda.
Peki,
ben yine Seul’e neden gidiyordum? Çünkü Busan One Asia Festival’in ana
sponsorlarından SBS’de bizimle iletişime geçen arkadaşlarımızı ziyaret
edecektim de ondan. Ayrı şehir, farklı güzergahlar ve yine her şey elimle
koymuşum gibi! SBS Prism Tower’a vardığımda saat 14:00 sularıydı.
Arkadaşlarımızla orada birer kahve içerken Güney Kore’den Türkiye’ye;
Amerika’dan Ortadoğu’ya tüm insanlığın televizyon ve dizi alışkanlıklarını
masaya yatırdık. Hakikaten ne olacaktı bizim dizilerin uzun süreleri? Biraz iş
biraz sohbet derken oradan da ayrılma vaktim de gelmişti. Ne kadar ayrılık dolu
bir gündü. Ama bu son toplantıyla Ranini.Tv muhabirlik misyonumu tamamlamıştım.
Ertesi akşam saat 23:00’e kadar Seul kazan; ben kepçeydim. Üstelik ertesi gün
SM Town’a gidicektim! Buyurun, beraber gidelim!
Yazı devam ediyor…