Serbest zaman etkinliği
İş
bittiğine göre kudurabilirdim. Hemen Seul’de yaşayan Koreli bir arkadaşımı
aradım. Zaten geleceğimi biliyordu. O da benden telefon bekliyormuş zaten.
Nerede buluşacağımızı karar verdikten sonra saatlerimizi ayarladık.
Buluşur
buluşmaz ne yapmış olabiliriz sizce? Tabii ki yemeeeek! Bol sohbetli, bol
kahkahalı bir yemeğin ardından arkadaşımın evine gittik. O gece onun misafiri
olacaktım. Küçük bir oğlu olduğu için biraz oyun, biraz sohbetten sonra herkes
odasına çekildi. Zaten ertesi gün eğlenceli, uzun ve zor bir gün olacaktı. Dinç
olmamız lazımdı.
"Canısılar"da bu hafta:EXO!
Ertesi
gün kahvaltının ardından atladık otobüse doğru
SM Town’a! (SM Town , SM
Entertainment’ın insanlığa en güzel armağanı. ^^) Şaka bir yana, SM Town için,
SM Entertainment’a ait bir eğlence binası diyebiliriz. İçerisinde SM
Entertainment’a bağlı sanatçı ve gruplar için özel üretilmiş ürünleri satın
alabileceğiniz mağazalardan, masaları imzalı cafesine kadar her şeyi
bulabileceğiniz özel bir alan hizmete sunmuşlar.
Xuimin imzalı masadayız.
SM
Town’un içine girer girmez bizi EXO’nun Monster videosu karşıladı. Yürüyen
merdivenlerde, duvarlarda… Aslında Super Junior, SHINeee, RedVelvet gibi dünya
çapında adını duyurmuş bir firma olan SM Entertainment’ın son 2-3 yıl içinde en
öne çıkan ismi EXO! Ben de bir EXO hayranı olarak Monster ile dans etmeyi
tercih ettim.
Sehun'cuğum ile ne kadar da uyumluyuz. ^^
Bu
paragraf aşırı derecede kişisel görüş içermektedir: SM Town’u gezerken “Demek
ki dünya markası grup ya da sanatçıları sadece ‘çıkarmak’ yetmiyormuş. Çıkarmak
bu işin %10’luk kısmı. Asıl önemli olan doğru takip etmek, doğru
pazarlamakmış!” dedim. Sadece K-Pop için değil, dizilerinde de bunu görmek
mümkün. Düzeni, kültürü ve izleyenleri doğru anlatmak, her projenin başından sonuna
kadar planlı gidebilmek, doğru pazarlayabilmek vs. hepsi paket programa dahil
olmalı. Kervan yolda düzülür, deyip yola çıkmak da bir alternatif, bir plan.
Ama bence bu plan, “B” planı olmalı. Bazen iğneyi de çuvaldızı da kendimize
batırmak gerektiği Güney Kore'de bulunduğum zaman diliminde bir kere daha anladım
Arkadaşımla SM
Town’un altını üstüne getirirken saatin ne ara 16:00 olduğunu anlamadık. Yağmur
yağıyordu. Vakitlice eve gidip valizimi almam oradan İncheon Havalimanı’na
gitmem gerekiyordu. Çok trafik var, diyen arkadaşımın arabasına atladık. Allah’ım
trafik vardı! Tam 35 dakikada eve vardık! Düşünebiliyor musunuz? 35 dakika! Ya
tamam, tamam vurmayın! Güney Kore’de trafikte harcanan 35 dakika çok zaman
işte!
Yazı
devam ediyor…