Ahmet; Savcı Şevket Gürsoy ve Doktor Selma Gürsoy’un Lozan’da hukuk eğitimi almış oğuludur. Ahmet’i dizi de ilk kez Adnan Mendres’in Londra’ya giden uçağına binerken görürüz. Daha ilk sahnede; yakışıklılığı, kendinden emin duruşu, parlak hukukçu imajı ile dikkat çeker. Bu mütavazı ve tuttuğunu kopran avukatın hayatı komşu kızı Yasemin’in kendisine aşık olduğunu öğrenmesiyle değişir. O da aynı tutkuyla Yasemin’e karşılık verir. Yaşanan her şeye rağmen, (uzun ayrılıklar hatta farklı kişilerle yapılan evlilikler) birbirlerinden kopmazlar. Ahmet hayata karşı ne istediğini bilen tutkulu bir adamdır. Doğru bildiğini yapma isteği O’nu, zaman zaman yurtdışına zaman zaman Anadolu’nun bilmediğimiz bir köşesine savursa da, içindeki aşkın aleviyle O, her defasında Yasemin’e geri döner. 12 Eylül arifesinde artık O, hayatının aşkı Yasemin ve kızları Rüya ile mutlu bir hayata adım atmıştır. Karizmatik tavrı her zaman bakidir. Tam anlamıyla bir aile babası olmanın getirdiği ağırlık ve mutlulukla hayatına devam eder. Som bölümde herkesle birlikte baldızı Işıl’ı yurtdışına uğurlar. Bu vedada sallanan el, Ahmet’in tüm ekiple birlikte ekrana vedasıdır.