Umudunu kaybettiğin her an bir umut ışı gibi belirir...
Hülya, ne zaman düşse Mahir koştu onu ayağa kaldırdı.
Hülya’nın gözleri ne zaman dolsa, gözlerindeki bulutları Mahir dağıttı. Hülya’nın
kaygılarını önemsedi, umudu yüklendi yanına geldi. Çünkü o dünyanın en tatlı
Mahir’iydi.
Kendini güçsüz hissedersen seni yüreklendirir...
Bir an geldi Hülya, haftalarca yüklendiği yükleri taşıyamadı. Biriktirdi, biriktirdi ve ansızın yıkıldı. Sonra
Mahir sayesinde bir umut ışığı gördü ama birileri geldi o umut ışığını da
söndürdü. Güçsüzdü Hülya o an, çok güçsüz. Ama Mahir, ne kadar güçlü bir insan
olduğunu hatırlattı Hülya’ya. Gücünün farkına varmasına neden oldu. Hülya’yı
yüreklendirdi.
Fedakardır, kendinden çok seni düşünür...
Mahir, hayatı boyunca mutluluğu doğru düzgün tadamamış.
Ama bu durum onu bencil biri haline getirmek şöyle dursun fedakar biri haline getirmiş. Mahir, her an kendinden çok Hülya’yı düşünür. Mahir'i böylesine özel kılan şeylerden biri de budur.
Kıymet bilir...
Sen onun yanında olursan, o da hep senin yanındadır. Sen onu
düşünürsen onun da aklı fikri sendedir. Kıymet bilir, değer verir. Hülya,
kıymetlisidir Mahir’in. Gözünden akan yaş, Mahir’in kalbine batar.
Yazı devam ediyor...