Zehir gibisin, Aşkın Nur Yengi
“Yine kör karanlık uçurumlardayım
Yine yangınlarda yine yollardayım
İçim dışım kırık dökük paramparça
Yoruldum yoruldum sonlardayım
İstersen gelirsin istersen gidersin
Öğrendim sen benden daha delisin
Sonsuz acılarla hazlar var tadında
İçilmez geçilmez zehir gibisin”
Bazen tek bir hata tüm güzellikleri bir anda insanın
gözünde sıfırlayabiliyor. Bu yanılgıya düşen Ömer de, Defne’nin hata yapmasına
duyduğu öfke ve hayal kırıklığıyla, onu paramparça edecek nitelikte, kurşun
gibi ağır sözler sarf etmişti. Üstelik, birkaç gün öncesine kadar sıcacık bakan
gözlerinde oklar vardı sanki, her bakışında ucu Defne’nin kalbine batan… Onca
mücadelenin sonucunda iyi niyetinden şüphe edilmesi, Defne’yi yorgun bir
vaziyette, çökük omuzlarla ve anılarını doldurduğu bir karton kutuyla
Passionis’ten ayrılma noktasına getirdi. Sona gelmişti, o da yeni başlangıçlar
için kendini yollara vurdu. Zehir gibi Ömer’in, acılığını azaltacak tek şeyse
aşk ve özlemdi. Bunlar kanında dolaşmaya başladığı anda o da yerinde duramadı
ve elleriyle karanlık uçurumlara ittiği Defne’sini oradan çıkarmaya gitti. İstediği
zaman gider, istediği zaman gelir… Ancak Ömer’in tadında sonsuz acıların
yanında büyük hazlar da var. Nasıl vazgeçsin ki Defne ondan?
“Benim hislerim ve arzularım değişmedi. (…)
Sizi seviyorum ve bugünden sonra bir daha sizden asla ayrılmak istemiyorum.”