Bilmiyorum ne olacak?, Ezginin Günlüğü
“Bilmiyorum ne
olacak, bakabilsem yarına
Karanlık geldi her yol bana
Her liman bana
Düşmüşüm bir de üstelik hayat kavgasına
Düşmüşüm bir de üstelik hayat dalgasına
Bir dokun bin ah dinle, döner dünya derdi içinde
Ademoğlu nisyan ile, biz isyan ile…
Ah, bir aşka yandım ki,
Yelkeni yok, rüzgarı yok, derdi çok, dermanı yok
Gemileri yola çıkmış, küreği yok kaptanı yok
Gemileri çoktan yakmış, ateşi yok dumanı yok”
Ömer ile Defne, tam da birlikte çıktıkları yolda, el
ele, keyifle yürümeye başlamış ve aşklarına saldıranları da karşılıklı olarak
bertaraf etmişken her şey birdenbire tepetaklak oluverdi. Fikret’in son mektup
atağının paniğini yaşayamadan, Ömer’in tüm doğrularına aykırı bir şekilde onun
özel alanına girerek çok kızacağı bir şeyi yaptığını öğrenmek, Defne’yi tam bir
bilinmeze soktu. Bugüne kadar hep kiralık aşk sırrı yüzünden yolunu şaşırmışken,
üstüne bir de Ömer’in maddi gücüyle kendisine destek oluşunun yükü eklenince
her yol karanlık geldi bir anda; önünü göremedi, ne düşüneceğini bilemedi.
Çünkü derdi zaten çoktu; aşkın ateşten denizini mumdan gemilerle geçmeye
çalışıyordu, hem de kaptansız, küreksiz… Vicdanındaki yükün ağırlığı yüzünden öncesinde
defalarca alabora olma tehlikesi geçirmişken bu son yük fazla geldi. Defne’nin
kendisinden devamlı bir şeyler saklaması da Ömer’in sınırlarını zorlamıştı
. Karşılıklı isyanları da bu yüzdendi zaten ama insanoğlu da nisyan ile
malul. Hele de arada böyle bir aşk varsa, bir özür her şeyi unutturur.