Peki, ben bu hikayeye nasıl bağlandım?
Geçmiş ve geleceğin dansı
Kerim’le seviştikten sonra Hülya’nın gözlerinde bir yolculuk
yapmıştık geçmişe doğru. Su birikintisinde zıplayan Küçük Hülya ile
karşılaşmıştık. Bir an, bu kadar naif anlatılabilirdi. Hülya, yanında Kerim'iyle eve, Mehmet'e dönerken gözlerinde geçmiş canlanması ne güzeldi. Ve daha niceleri... Hayat Şarkısı, geçmişle geleceğin dansını izletiyor bize, hem de en özel haliyle.
Oya gibi işlenen replikler ve elbette ki Mahinur Ergun
Hayat Şarkısı’nı izlerken, “Dur, şu repliği kaçırmayayım,
not alayım.” diye çırpınıyorsak sebebi kelimelere dokunuşuyla Mahinur
Ergun’dur. En sevdiğim replikleri saymaya kalksam sayfalar dolar. “Seninle beraber göç
edelim mi?” dedirtmiştir misal. Gülümsetmiş ama kalbe de bir ok saplamıştır.
Oya gibi işlenen replikleriyle cana can katar Hayat Şarkısı.
Cem Karcı rejisi
Bir gün Uçurum diye bir dizi izlemiştim, öyle bir rejisi
vardı ki ilk görüşte aşk yaşamıştım Uçurum’la. İşte o an Cem Karcı adını bir
kenara yazdım, o gün bugündür kalbimde yeri çok ayrıdır Cem Karcı’nın. Hayat
Şarkısı’nı Cem Karcı’nın gözünden izlemek büyük keyif. En kısa zamanda uzun
uzun Cem Karcı rejisinden bahsedeceğim, bu da size sözüm olsun. O güne kadar
“İyi ki!” sözcüğünü buraya bırakıyorum. İyi ki Cem Karcı’nın dünyasına konuk
oluyoruz, iyi ki!
Yazı devam ediyor...