Kiralık Aşk: 50.bölüm fragmanına ilk bakış

İnsanlara güvenmekte zorlanan ve arkalarından iş çevirmekten hiç ama hiç hoşlanmayan Ömer İplikçi’ye en yakınım dediği insanlar tuzak kuruyor. Üstelik bu tuzağı herkes biliyor. Sadece Ömer dışında. Daha Alp olayında “en yakınlar biliyorsa saklamamalı” diye yakınan Ömer’den en yakınları bir şey saklıyor. Üstelik hayatta en katı olduğu konulardan birini. Büyük bir hevesle elinde çiçek ve çikolatasıyla giren Ömer İplikçi karşısında dedesini görüyor. Tuzağa düştü!

Ardından anladığımız kadarıyla kendisinden beklediğimiz gibi bu özel günün yarım kalmasına izin vermiyor. Yüzükler takılıyor ve ardından bomba patlıyor. Ömer haklı olarak insanların onun arkasından iş çevirip, bildikleri halde söylememelerine kızıyor. En çok da ‘içim’ dediği Defne’nin söylememesine kırılıyor. Artık ne cümleler havada dolaşıyorsa amca Necmi İplikçi, Ömer’e karşı Defne’yi korumak adına “Defne ne yapıyorsa, seni deli gibi sevdiği için, seni kaybetmekten korktuğu için yapıyor. Hemen kızma, bir dinle” diyor. Ancak Ömer’in kafası karmakarışık dinlemek yerine ertesi gün kendi kafasını dinleyip eğrisini doğrusunu bulmak adına ormana kampa gidiyor. Orada tüm olanları kafasında topluyor. Hem geçmişte ailesine dair yaşananları düşünüyor, hem de Defne’ye olan kırgınlığını… Evet, belki Defne haksız yaptığı çok yanlıştı ama bunu yaparken kendisini en azından haklı çıkaracak deliller duruyor. Dede konusunu sorgulaması, Neriman’ın evinden son dakika döndürmesi içine sinmediğinden, hatta isteme gününü bile ertelemek istemesi… Belli ki kabul etmekten başka çaresi yokmuş hissi veren deliller. Ömer kendi kalbi ve beyninin katıldığı bir mahkeme kurup Defne’yi de sanık koltuğuna oturtuyor.


 
Ömer ormanda kendi kendini sorgularken Defne ise şehirde kendisiyle birlikte bu planın bir parçası olanlar ile kendi telaşları korkularını yaşıyorlar. “Ömer acaba hangimize en çok kızacak?” Ama belli ki kendi planlarına Defne’ye dahil ettikleri için üzülen Neriman ile Necmi çifti kendilerini bir kenara koyup Defne’yi teselliye geçiriyorlar. Belki oyun oynamış olabilirler Ömer’e ama onu bir yandan oğulları kadar seviyorlar. Onun üzülmesini ve bu kadar sevdiği kadınla kendi hataları yüzünden ayrı düşmesinin vicdan azabını çekiyorlar. Bir yandan daha önce herkesten kendini soyutlayan ve ustanın atölyesinde kalan o buz şelalesi Ömer’in yeniden geri dönmesini korkarken, bir yandan da geleceğe dair şüpheler içindeler. Böyle geçen zamanın ardından en sonunda karar anı geliyor! Bu karar anında Ömer eski kuralları olan ve hayata Alp’in yerinde olsa yapacakları gibi keskin yargılarla mı kararını alacak, yoksa Defne ile eski sıcak keskin yanlarını azıcık da olsa törpüleyen Defne’nin Ömer’i olarak mı?
 
İşte bu karar anı aslında Alp ve Şebnem ile önümüze koyulan simülasyondan aslında çok daha önemli. O zaman konuşan Ömer başına gelmeden tamamen farazi uzaktan maval okuyarak yapacaklarını söylemişti. Ama kendi başına gelen bir olayda, özellikle de hayatta en katı olduğu bir konuda Defne de işin içinde olduğunda nasıl bir tepki vereceği bizim için daha önemli. Şimdi anlayacağınız oyun sırrı çıktığında Ömer’in nasıl bir tepki vereceğini az çok. Çünkü bu yaşananlar aslında Kiralık Aşk oyununun bir tek yumurta ikizi kadar benzeri. 1.bölümde Hulusi İplikçi’nin “Ömer’i altı ayda evlendireceksiniz” emrinden bir farkı yok. Yaşananlar ve plana dahil olanlar bile birebir aynı. Sadece Ömer’den saklanan Defne’nin kiralık olduğu değil, dedesinin o evde olduğuydu. Bakalım bu simülasyonda nasıl bir Ömer karşımıza çıkacak?
 
Defne 14.bölümde dağ evini terk etmesiyle başlayan Neriman’a parasını geri ödemesiyle sona eren süreç içerisinde arkasında ileride Ömer’in kendisini temize çıkarması için bıraktığı deliller gibi bu olayda da kendini aklayacak deliller bıraktı. Hiç şüphem yok ki kendisiyle baş başa kalan Ömer kalbi ve aklının birlikte kurduğu mahkemede kırgınlığını çok uzatmadan sevgisinin de gücüyle Defne’yi temize çıkaracaktır. İleride oyun çıktığında o delillerle yapacağı gibi...


 
Yansımalar:
İlk fragmanı izlediğim an aklıma 30.bölüm geldi. Hemen onu izlemeye koyuldum. Bunca yaşananlardan sonra o bölümün şimdi daha çok anlamlı geldiğini itiraf etmeliyim. Özellikle de Ömer’in başında ve söylediği cümleler:
 
 “Hayat bugünden ibaret değildir hiçbir zaman. Ben bunu çok küçükken anladım. Yaşadığım acının en büyük acı, mutluluğun ise en büyük mutluluk olmadığını. Yaşarken farkında değiliz belki ama içimize işleyen bütün o anlar kişisel tarihimizin bir parçası oluyor. İşte bizi biz yapan, şimdi belki buruk bir tebessümle hatırladığımız o anlar. Geçmiş acıtarak büyüterek geleceğe hatırlar bizi...”
 
"Kökleri geçmişte olan bir gelecek. Sahip olduklarımda, olamadıklarımla... Geçmişle, bugünle, sonrasıyla... En önemlisi her şeye rağmen peşini bırakmadığım hayallerimle buradayım."
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER