Zaten hemen affedecek
artık öyle uzun süre kırgınlıklar olamaz. Sonuçta önümüzde her şeyin aşılmış
olduğunu gösteren bir düğün var. Defne ev olayında nasıl büyütmediyse (bence
Defne’nin burada yaptığı Ömer’in ondan gizli ev satın almasına benzer bir
durumdu), bu da aynı şekilde olacaktır. Orada Ömer mektupları niye karıştırdı
diye kızmasaydı Defne kırgınlığına rağmen hemen kafasında Ömer'i anlamış ertesi
gün özür dilemeye hazırdı. Fragman ve özet Defne ile Ömer arasında büyük bir
gerilim olacakmış gibi bir hava veriyor. Nedense ben bu gerilimin tüm bölümü
kapsayacağını düşünmüyorum. Tam tersi yaşananların artık her iki tarafında
eteğindeki taşları bırakıp korkularını yenmesi adına son bir düzlük olduğuna
inanıyorum. Gerilimden çok hüznün hakim olacağı bir bölüm. Ve kızmayın ama oyun
dışında geçmişe dair o kadar bilinmezler varken böyle bir hareketin onların
ortaya çıkması için önemliydi.
Dede konusunda kafamda
oturmayan çok fazla olay var. Emine hanımı üzmüş anlayabiliyorum ama Ömer’in
annesiyle babasının ölümünden sonu suçlayacak kadar suçlu mu emin değilim.
Kendisi bu kadar büyük bir şey yapmış gibi davranmıyor. Bir halt etmiş belli
ama bu haltın Ömer tarafından büyütülerek yanlış konumlandırıldığını
hissediyorum. O da Ömer’in doğruları ya da eksik yerleri bilmesi yerine suçlu
konumda kalmayı tercih etmiş. Bu kadar zaman gelip onunla konuşmaya çalışmaması
da bunun en büyük göstergesi. Adam dediğim dedik buna da kabulüm. Hatalı
hareketlerde bulunuyor, emirler veriyor. Ama göründüğü kadar da Ömer’in
ailesini mahvetmiş olması garibime gidiyor. Puzzle’ın eksik parçaları olduğuna
eminim. Adam bu kadar suçlu olsa Necmi’nin de ona az çok bir tepkisi olurdu. Bu
nedenle fragmanda Necmi'nin Defne'ye "Babamın
hikayesi Ömer'in sana anlattığı gibi değil. Ömer'in bilmediği çok şey
var." demesine çok sevindim. Çünkü bu eksikler kafamda bir yere
oturamıyordu. Şimdi o boşluklar dolacak. 2.bölümde ustanın Ömer ile dede
hakkında yaptığı bu konuşma pek bir güzeldir:

“Birisi tutmuş filin kuyruğundan ‘bu ne incecik
böyle kıllı tüylü bir şey’ demiş, bir tanesi de tutmuş kalçasında ‘bu ne dev gibi bir şey’ demiş. Hayat sadece
senin baktığın yerden göründüğü gibi değildir, bazen biraz geri çekip resmin
geneline bakmalısın." Bence
şimdi bu sözlerin hikayesini birebir yaşayacağız. Zaten Necmi’nin Defne’ye
söylediği “Hiç kimse yüzde yüz iyi, ya da
kötü değildir. İnsanoğlu çok karmaşıktır. Kesin bir yargıya varmadan önce
hikayeyi birkaç farklı taraftan dinlemen lazım.” cümlesinden de bu aşikar.
Zaten bu hafta Necmi’nin
hem Defne ile hem de Ömer ile konuştuklarının bizlere çok faydası olacak.
Defne’nin Ömer’i daha iyi anlamasını sağlarken; Ömer’in de empati yeteneğini
test etmemize yardımcı olacak. Tüm bunları görmemiz adına ise bölüm boyunca
ayrı bir Defne ile Ömer görmeye razıyım. Sezon finaline giderken geçen hafta
bizi güzel sahnelerle stokladım, şimdi heyecan yaratmak adına biraz hüzün ve
gerilim olması şart. Bunlar da benim pek bir hoşuma gidiyor söz konusu geçmiş
olduğundan. Ömer’in geçmişini öğrenme konusunda ne meraklıysam, onu daha iyi
anlamak ve tanımak o kadar istiyorum ki...
Ayrıca Defne’nin de artık
hayatına dair daha sert kararlar alması için oyun öncesi, Ömer’in oyuna
kızacağı kadar kızdığı bir olaya denk gelmesi lazımdı. Aşkı için daha çok
savaşmalı, korkularını bir kenara bırakmalıydı. Bu olanlar onun için de bir
araç olacak. Ömer’in evini darmadağın gören Defne belli ki onu bulmak adına Ömer’in
olabileceği her yeri arıyor. Ömer’in acı çektiğini bildiğinden onun yanında
olmak istiyor. Her ne kadar Defne’ye kızıyormuş gibi görünse de, dede ile
karşılaşmasıyla geçmişi sorgulamaya ve o acı günleri hatırlamaya çalışacak bir
Ömer olacaktır. Defne de Ömer geçmişle yüzleşirken onun yanında olmak istiyor.
Onsuz olamayacağını bir kere daha anlayacak ve doğru adımlar atmak yerine
silkelenecek bir Defne göreceğimiz şüphe yok. Hepinizin “geç bile kaldı”
dediğini duyar gibiyim. Bence daha yeni zamanı geldi.
Zaten bölümün sonuna dair
nedense içim pek rahat. Bu saatten sonra bir ayrılık hiç beklemiyorum. Görünen
tüm hüznün arkasından güzel bir mutluluğun geleceğine eminim. Hatta bir
bakarsınız tüm bu hüzünler ve yaşananlar, düğünün daha hızlı gelişmesine neden
olabilir. Fragmanda ve bölüm fotoğraflarında yine Haziran 2016’daki düğüne dair
fotoğraflar görüyoruz. Bugüne kadar o düğünden verilen görüntülerin her biri
Ömer ile Sinan giyinik hazır halleriydi. Tek tek nikah salonuna girecekleri ana
doğru ilerliyorduk. Ancak bir anda karşımızda giyinmeye hazırlanan bir Ömer ile
Sinan var. Biraz hayal kurayım mı? Bence bu bölüm sonunda biraz zaman geçebilir
ve o merakla beklenen düğünün başı karşımıza çıkabilir. Çok uçuk biliyorum ama
bir anda onların düğün öncesi hallerini görmeyi başka bir şeyle
bağdaştıramadım. Hadi hayırlısı....
Fragmanın bende hissettirdikleri:
Geçen hafta dede olayı
ilk gündeme geldiğimde benim için Ömer'in dedeye vereceği tepki Defne'ye oyun
sırrı zamanında vereceği tepkiye provadır demiştim. Alp'e dair olan olaylarda
Ömer kendi olsa ne yapar diye anlatmıştı ama o zaman yaptığı uzaktan maval
okumaktı. Şimdi ise birebir kendi yaşadığı bir şeyde Defne ile değişen ya da
değişmeye çalışan Ömer'in asıl tepkisini göreceğiz. Çünkü dede ile yaşanan hikaye
aslında pek bir tanıdık, şimdi anlatacağım hikayeden siz de bunları çok iyi
anlayacaksınız:
Hulusi İplikçi bir emir veriyor: Beni Ömer ile barıştırın!
Ve ardından başlıyor Ömer
İplikçi’yi ikna etmek için uygulanacak bir plan.
Planın yaratıcıları: Neriman ile Necmi
Planı başarıyla sonuçlandırmak için kullandıkları
aracı: Defne
Bu planı bilenler: Neriman, Necmi, Koray ve Defne.
Ömer İplikçi dediğim
dedik, inatçı bir erkek. Özellikle de konu dedesi olduğunda. Kesinlikle hiçbir
toleransı yok. Hatta hayatında öyle bir insan olmadığını dile getirecek katı bu
konuda. Neriman ile Necmi de gelen emri yine maddi bir çıkar uğruna
gerçekleştirmek adına harekete geçiriyorlar. İmkansız olduğunu bile bile...
“Denemekten ne zarar çıkar” mantığıyla... Ancak bunu tek başlarına
başaramayacaklarını biliyorlar. Hemen bir aracı arayışına giriyorlar ve Defne
Topal bu konuda devreye giriyor. İsteksiz, başka çaresi olmadan, kaybetme
korkusuyla tekliflerini kabul ediyor.
Plan çok basit: “Ömer’e söylemeyeceksin ama Ömer size geldiğinde
Hulusi İplikçi de orada olacak.”