Nedense bu hafta
izlediğimiz fragmanlar ve gelen özet ben de duygu karmaşası yaşattı. Bir yandan
deli gibi heyecanlanıyorum, diğer yandan ise hüzünleniyorum. Bu duygular
arasında gidip gelirken fragman hakkındaki düşüncelerimi yazmak için
ikincisinin gelmesini beklemiştim. Tam umudumu kesip tek fragmanla yazmaya
hazırken 2. Fragman ortaya bomba gibi bir düştü. Ve tabii ki hüznüme hüzün
kattı. Ama gergin değilim. Tam tersi bu heyecanın olması gerektiğine inanıyorum.
Bu hafta çok fazla zaman sıralamasına dair tahminler yapabileceğimi sanmıyorum,
zaten çok da önemli olduğunu düşünmüyorum. Daha çok anlatılanlar ve
yaşananların öne çıkacağı; belki de karakterler hakkında onları daha iyi
anlayabileceğimiz diyalogların paylaşılaacağı bir bölümün bizleri beklediğine
inanıyorum.
Nerede kalmıştık?
48 bölümdür bir araya
gelmeyen dede ile Ömer ilk kez karşı karşıya kaldıkları o heyecanlı anda.
Herkes merakla Ömer’in ne tepki vereceğini düşünüyor.
Kaç günden oluşuyor?
Valla bu konuda 50. bölüm
için ne yazık ki pek bir fikrim yok. Herhalde üç gündür gibi geliyor ama belli
olmaz. Elimizdeki dedektiflik bilgileri sıfır. Ama yine de bu bölümün eksik
kalmaması adına belirtmeden geçmek olmaz.
Zaman sıralaması:
Bölüm hepimizin de anladığı
gibi kaldığı yerden devam ediyor. İsteme oluyor. Ancak ondan sonra kıyamet
kopuyor. Ömer’in Necmi ile konuşup kampa gittiği sahne isteme gününün devamı
mı, yoksa ertesi gün mü pek bilemedim. Sanki aynı gün oluyor. Defne’nin onu
arayışa geçmek için bir gün geçeceğini sanmıyorum. Ömer eve dönüyor etrafı
kırıp döküyor, Necmi ile görüşüyor ve ardından kampa gidiyor. Aynı gün Defne
onu arıyor her yerde ve akşamında Neriman’larda kalıyor. Tabi bu arada Yasemin
ile konuşması var, onun günün hangi kısmında olduğunu pek çıkaramadım.
Neriman’larda kaldığı günün sonrası da olabilir. Artık durulmuş bir Defne
gördüm çünkü o sahnede. Valla dediğim gibi sıralama konusunda karma karışığım
bu konuda bir iddiada ve tahminde bulanamayacağım ne yazık ki... Zaten o kadar
önemli olaylar olacak ki, hangi sırada olduğunun da pek bir önemi yok.
Tahminler:
49.bölüme ait Ranini
yazımda Ömer'in beklediğim tepkisi olarak şöyle demiştim:
"Ömer’in Tamamen tepkisiz kalabileceğini hiç
düşünmüyorum. Ancak ‘Şu anda tek önemli şey biziz. Ben artık bir olmak
istiyorum. Bütün şu prosedür nasıl işliyorsa olsun bitsin, kavuşalım.’ ya da
‘Sen bırak bileklerin incelir, narinsin.. Kıyar mıyım ben sana?’ diyen Ömer’in
o özel günü tepkisiyle mahvedeceğine de inanmıyorum. Oradan anında kaçıp gitmesi
Ömer’in hiç değişmediği anlamına gelir, bu da izlediğimiz onlarca bölümü çöpe
atmak olur. Bu nedenle buruk da olsa istemenin gerçekleşeceğine sonra da
Ömer’in herkesten kendini soyutlayacak bir yere gideceğini düşünüyorum."
Tam da beklediğimiz gibi
Ömer de bunu yaptı. Anladığım kadarıyla büyük bir şokla yüzükler takılıyor ve
ardından Ömer evine gidiyor. Bundan sonra herkesin yüzleşme seansı başlıyor.
Necmi ile Neriman ise buradaki aracı oluyor. Anladığım kadarıyla Ömer, dedenin
oraya gelmesinden çok Defne’nin böyle bir şeye alet olmasına daha çok kızıyor.
Neriman ve Necmi ile arasının iyi olmasından bunu çıkardım. Zaten bence Ömer
onların her zaman böyle bir çaba içerisinde olduğunu bildiğinden yaptıklarına
pek de şaşırmıyor ama haklı olarak Defne’nin kabul etmesine tepki gösteriyor: “Arkamdan gizli saklı iş çevirmesi,
kızacağımı bile bile...” Zaten bu konuda hiçbir lafım yok. Defne’nin
yaptığı yanlıştı. Onu da anlayabiliyorum ya neyse bu detaylara girmeyeceğim...
Şu anda artık yüzük takma
olayından bile hayatındaki en katı olan olaydan kaçmayan bir Ömer var. Bu çok
önemli. (Ayrıca Meriç Acemi bazı detaylara önem veriyor, o yüzükleri çıkartacağı varsa takmazdı. İstemeyi yarıda keserdi. Bazı olaylar geç oluyor ama olduğu zaman da dönüşü olmuyor.) Ben bu kaçma olayının Defne ile Ömer arasında uzun sürecek bir
kırgınlık yaratmaktan çok bir amaca yönelik olması için yazıldığına inanıyorum.
Fragmanlardan da anladığımız gibi; kafasını dinlemek adına geçmişinde özel olan
bir yere Defne'siz giden bir Ömer geride bıraktığı Defne'nin kendi hayatı
hakkında kendisinin bile bilmediği bir şeyleri öğrenmesini sağlayacak. Bu bir
taşla iki kuş misali. Hem Defne'nin mutlaka öğreneceği şeyler dönüm noktası
niteliğinde olacak; hem de Ömer'in Defne ile birlikte vereceği tepkiyi ve ona
karşı nasıl empati yapabileceğini göreceğiz.