Sefer ile Sema Meselesi: Beni öp sonra vur beni*

Sefer ile Sema Meselesi: Beni öp sonra vur beni*
18. bölümde ilk kez evini gördüğümüz Sema’nın yatak odasındaki ayna bolluğu bize bir şey mi anlatmaya çalışıyordu? O yatak odasındaki envai çeşit aynayla, evlendikten sonra Sefer’le yaşadıkları evin yatak odasındaki yegâne aynanın boyutunu karşılaştırınca ortaya çıkan sonuç Sema’nın dönüşümünün resmi gibi. Belki özellikle düşünülmedi bu detay, sanat ekibinin dekorasyon tercihinden ibaretti belki ama, Sema hayatının en büyü şokunu bile yapayalnız yaşayıp, depresyonunu içki şişelerine sığınıp atlatmaya çalışan mutsuz bir kadınken, Sefer’le kavuşmalarından sonra, çok önemli bir hastalığı olmasına rağmen onu asla yalnız bırakmayacağına emin olabileceği bir adamla birlikte ve hayatın izin verdiği ölçüde mutlu bir kadın olmuştu. Sefer’in durumu farklı mıydı sanki? İkisi de çok yalnızdı aslında. Önce yalnızlıklarını sonra hayatı paylaşmayı başardılar. Onların geç de olsa birbirlerini bulup yalnızlıklarını mağlubiyete uğratmalarıyla sanki biz de kendi yalnızlıklarımıza karşı zafer kazanmış gibi hissetmiştik (Almanya yenilince biz de yenilmiş sayıldık). 



          


 
 
Tamam kaldığım yerden devam ediyorum. Zira daha oralara çok var. Bahri Baba’yla birlikte hapisten çıkan Sefer Sema’nın babasının katili Erhan’ı öttürdüğünden habersiz, Sema’yı defalarca arayıp yanıt alamayınca evine gidiyor. Kapısına dayandığı halde yine yanıt alamayınca çilingir çağırıp içeri giriyor. Sema yine de ses etmeyince ürkek adımlarla yatak odasına kadar giriyor. Durum vahim görünüyor. Kaldırıp konuşmaya çalışsa da Sema hiçbir şey yapmak istemiyor. Sızıp iyice tepkisiz kalınca da Sefer Sema’yı ayıltabilmek için suyun altına sokmak zorunda kalıyor. Bundan sonrasında o dönemler diziyi beraber izlediğim ecnebi arkadaşımın “Why so sexy?” diye tepki verdiği enteresanlıkta bir sahne izliyoruz. Çok hoş bir seksapeliteye sahip olsa da, aynı zamanda Sema’nın acziyetini ve mutsuzluğunu izlediğimiz bu sahne içimi burkuyor. Bırak pijamalar içinde derbeder görmeyi, topuklu ayakkabı haricinde bir ayakkabı giyerken bile görmemiştik ki o zamana kadar Sema’yı. Fena bir yıkımdı bu. 
















BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER