Benim kadar çok dizi izleyen biriyseniz en sevdiklerinizi 10
maddelik bir listeye sığdırmak pek mümkün olmuyor. Bu yüzden birazdan okuyacağınız
“yılın en iyi 10 dizisi” listesi bin bir işkence çekilerek hazırlandı, bilin
isterim. Bu iş biraz da kişisel zevk işi, malumunuz. O yüzden bu listeleri (gerek
benimkini, gerekse diğer yazarlarınkini) birer rehber olarak almanızı öneririm.
Daha önce duymadığınız dizileri keşfetmek ya da ilk bakışta beğenmediğiniz bir
işe ikinci bir şans vermeye ikna olmak için…
Asıl listeme geçmeden önce ilk 10’a alamadığım için çok
üzgün olduğum birkaç dizi için saygı duruşunda bulunmak istiyorum. Ne denli büyük
bir Marvel hayranı olduğumu bilen bilir, ama ne Daredevil, ne de Jessica
Jones bu listede kendine yer bulabildi. İkisi de iyi dizi, ama bir takım olmamışlıklar
onları “çok iyi” statüsüne ulaşmaktan alıkoyuyor ne yazık ki. Özellikle Jessica Jones işlemeye cesaret ettiği
konular ve işleyiş biçimiyle ayrı bir alkışı hak ediyor.
Televizyonun zirve noktasında
olduğumuzun konuşulduğu şu günlerde özellikle komediler yenilikçi
yaklaşımlarıyla çığır açıyor. Her sezon daha da iyi bir hal alan ve Julia
Louis-Dreyfus’un gelmiş geçmiş en iyi komedi oyuncularından biri olduğunu tüm
çıplaklığıyla kanıtladığı Veep dahi
yaratıcısı Armando Ianucci’nin dahil olduğu son sezonunda yine harikalar
yarattı. Louie ile önü açılan auteur
komedisinin çok iyi bir halkası da Master
of None ile geldi. Review with
Forrest MacNeil olağanüstü ilk sezonunun üzerine çıkarak, zaman zaman
dramanın karanlık sularında yüzmekten de geri kalmadan şahane bir sezon
izletti. Playing House ve Broad City ise kadın komedi yazarlarının
herkese taş çıkartabileceğini bir kez daha gösterdi.
Benim için yılın en iyi 10 dizisi ise şunlardı: