Bu Şehir Arkandan Gelecek: Tersine Külkedisi hikayesi!

Merve Yıldırım | Bu şehri aşk kokusu saracak!

İstanbul’a “Bu şehrin kokusu, tadı kan benim için.” diyerek yaklaşan Ali; şehrin kokusunu, tadını özgürlükle boyamak isteyen Derin…

Bu Şehir Arkandan Gelecek’in yönetmen koltuğunda Çağrı Vila Lostuvalı’nın oturacağını öğrendiğimde çok heyecanlanmıştım. Bir hikayeyi Çağrı Vila Lostuvalı’nın gözünden izlemeyi, onun kendine has üslubuyla ele aldığı detayların peşinde koşmayı seviyorum. Bu Şehir Arkandan Gelecek başladığında da bu duygularla ekran başına geçtim fakat izlediklerimden sonra kalbime bir sızı oturduğunu hissettim.

Yükseklerden İstanbul’a bakmak, mavinin sonsuzluğunda kaybolmak, geçmişin hüznüne dürbünle bakmak güzel de en önemli şey nerede? Evet, duygudan bahsediyorum. Gürkan Uygun ve Osman Alkaş’ın Ali’nin yaşadığından söz ettikleri sahne dışında bir kere bile içim titremedi, karakterlere dokunamadım.

Sanki haftalar geçmiş de yorulmuş gibi bir izlenim yaratan senaryosu, mantığımı zorlayan sahneleri de cabası. Tüm bunlara rağmen Ali ve Derin’in hızlı karşılaşmasını sevdim. Derin’in babasına karşı kendini kanıtlamak için büründüğü ruh halini sevmiş olsam da Derin gibi karakterler izlemekten çok sıkıldığımı fark ettim.

Kerem Bürsin ve Leyla Lydia Tuğutlu’nun uyumu ise görülmeye değerdi. Uyumlu bir cast çalışması olmuş. Castta beni en çok heyecanlandıran Gürkan Uygun’du. Osman Alkaş’ın büründüğü kalıba ise ısınamadım. Belki de Osman Alkaş’ı hep sert karakterlerde izlemekten dolayı yabancı geldi bana.

Bu Şehir Arkandan Gelecek, büyük umutlarla ekran başına geçtiğim bir proje değildi. Sadece iyi bir iş olmasını ve Çağrı Vila Lostuvalı rejisini doya doya izlemeyi istiyordum. Fakat büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Gelecek hafta ekran başına geçer miyim? Bilemiyorum.

Emeği geçen herkesin emeklerine sağlık, reyting listesinde bol şans…


Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER