Mortissa
“Babamın ailesi”
Bir çocuğun, hayattan
istediği tek şey anne ve babasını bir arada görmektir. Beraber aynı sofrayı
paylaşmak, aynı anılara ortak olmaktır. Belki de en önemlisi ağız dolusu “baba”
diyebilmektir. Eğer bir çocuk tüm bunlara sahip değilse, yaşamı boyunca yarım
kalmaya devam edecektir. Derdi, tasası sahip olamadığı babasıdır. Ötekiden
ileriye geçememektir. Kendini, babasının eşine ait çocuklarıyla kıyaslamaktadır.
Gölge gibi yaşarsın da, ciğerine sinen o acıya engel olamazsın. Bu öyle bir
yaradır ki, ne kadar telafi etmeye çalışsan da engel olamazsın.
Bölüm finalinde ve arabayı
yakma sahnesinde Kadir (Caner Şahin), tüm yaşayamamışlıkları, içinin taa en
köşesinde tozlanmış, hasret kalmış, konuşulmamış her ne varsa dile getirdi.
Çocukluktan bu yana annesinin ezilmişliğini, başı önünde gezmesini, devamlı
onlarla hayatını sürdüren bir babaya sahip olamamasının hazımsızlığını ve
hissiyatını beyaz camdan izleyiciye aktardı. Babasının Suzan’dan ayrılıp,
annesi ile evlenmesini istemesinin nedeni de içinde ukde kalan yaradır. Kardeşi
Mert (Sercan Badur) için yedek parça olmayı kabul etmesinin de nedeni budur.
Babası ve ailesinden alacakları hesap defterinde o kadar çok birikmiştir ki
dünyayı istese az kalacaktır.
Bir kadın düşünün. Bir adama
âşık oluyor. Tek suçu âşık olmak! Bilemez ki sonrasında başına ne geleceğini.
Sevdasından vazgeçebilseydi tüm bu durumlara katlanır mıydı? Zamanında bir
adama âşık olduğu için ailesinin reddedeceğini nereden bilebilirdi? Tüm
dedikodulara rağmen kulağını tıkayıp tek başına iki evlat büyütmek, yalnızca
sevdayı yüreğinde barındıran bir kadına aittir. Metres damgası yememek adına,
çocuklarının babasından tek kuruş bile almayı kabul etmemek yine yalnızca
sevgiyi içinde canlı tutan bir kadına aittir. Vazgeçersen o zaman aşk olmazdı
ki. Gözlerinin en derininde hâlâ o anıları taze tutabilir miydi? Sevdası ilk
günkü gibi olmasaydı, kızına aşkın tarifini nasıl verecekti?
Paranın, rahatlığın ve
imkânın vermiş olduğu egoyla ondan olmayanları küçümseyen bir kadın. Tabiri
caizse burnu düşse yerden almayacak cinsten. Kader bu ya! Tamah etmeyeceği bir
kadına yalvarmak durumunda kalıyor. Evladı için, eşinin gayrimeşru ilişkisinden
olma çocuklarından medet umuyor. O güne kadar kadınların aldatılmasına aptallık
gözüyle bakan kadın, mecbur olduğu için Nilgün’ün ayağına gidiyor. Hayat bu
ya…
Babam ve Ailesi
Kanal D ekranlarında var olduğu
sürece bizler de bu iki farklı ailenin aynı kederine ortak olacağız. Ayça
Bingöl’ü ekranda görmeyi özlemişim. Sadece gözleri konuşsa o bile yetecek. Ayça
Bingöl (Nilgün Kayalar) ile birlikte Ceyda Düvenci (Suzan İpekçi) , Bülent İnal
(Kemal İpekçi), Sercan Badur (Mert İpekçi), Emel Göksu ve ismini sayamadığım,
kadroda yer alan diğer önemli isimler paylaşmakta. Lakin Caner Şahin (Kadir
Kayalar) daha ilk dakikadan ekranda göz doldurdu, son dakikaya kadar da performansını
ve içindeki yeteneğini bizlere aktardı. Hikâyesiyle ve oyuncularıyla Babam ve Ailesi beni çekti. Pazartesi
akşamları Kanal D ekranını açmam için bahane olacaktır. Emeği geçen herkese
teşekkür ederim. Listede şansı bol, yolu açık olsun.
Yazı devam ediyor...