When Heroes Fly, asker işi gibi görünse de her şeyden önce arkadaşlıkla ilgili bir hikaye

When Heroes Fly, asker işi gibi görünse de her şeyden önce arkadaşlıkla ilgili bir hikaye
Geçtiğimiz sene izlediğim en iyi dizi olan When Heroes Fly, 10 Ocak itibariyle Netflix’te! Diziyi öve öve bitiremediğim yazımı da okumanızı tavsiye ederek bu muhteşem işi karşımıza getiren muhteşem oyuncularla yaptığım sohbetle sizi baş başa bırakıyorum. 

● Bize biraz diziden ve karakterlerinizden bahseder misiniz?
Tomer Kapon (Aviv): İsrail’i çok iyi yansıtan bir dizi oldu. Bir asker işi gibi gözükse de ondan çok daha fazlası. Her şeyden önce arkadaşlıkla ilgili bir hikaye. Sonra da insanların başa çıkma yöntemleriyle… Ayrıca, trajik bir aşk hikayemiz de var. İkinci Lübnan Savaşı’ndaki korkunç olayların ardından Aviv, büyük bir suçluluk duygusu içine düşüyor; yaşadığı travma yüzünden zor zamanlar geçirmeye başlıyor.

Michael Aloni (Himmler): Ben bir Alman Yahudisi Himmler’i canlandırıyorum. Çok havalı, belli sınırları ve keskin uçları olan, duygusuz biri. Bu projenin bir parçası olduğumu için çok mutluyum. İsrail televizyonunun standartlarını fazlasıyla yükselttiğimizi düşünüyorum.

Moshe Ashkenazi (Benda): Lübnan’da omuz omuza savaştıktan sonra yolları ayrılan dört arkadaşın hikayesini anlatıyoruz. 12 yıllık bir zaman diliminde geçen çok dokunaklı bir hikaye. Bence pek çok insan bu karakterlerde kendini bulacak. Dördümüz birbirimizden epey farklıyız ki bu arkadaş gruplarında görebileceğiniz bir durum.  Sex and the City’deki kadınlar gibi düşünün. Benim karakterim Benda sadece kalbi ve hisleriyle hareket eden biri.

Nadav Netz (Dubi): Dubi, Yaeli’nin abisi ve Aviv’in arkadaşı. Duygularını içinde tutan bir adam.

Ninet Tayeb (Yaeli): Senaryoyu okuduğumda hikayeyle hemen bir bağ kurdum. O hafta sonu elimden bırakamadım. Yiyip içmedim bile. “Şimdi ne olacak?!” diye merak edip durdum. Yaeli özgür ruhlu bir kadın. Aviv’le çok romantik bir ilişkileri var. Özü sözü bir, lafı dolandırmadan konuşuyor. Ödün vermemek konusunda Yaeli ile benzeşiyoruz. İkimiz de doğru bildiğimizden asla taviz vermiyoruz. Ne olursa olsun, ne fedakarlık yapmamız gerekirse gereksin.

● Çekimler nasıl geçti? 
Tomer: Hikaye sürekli başka zaman dilimlerine atladığı için net bir şey söylemekte zorlanıyorum. Kafamda hikayeyi ikiye böldüm. Zihnimde iki dosya var: biri geçmiş, biri de şimdiki zaman için. Ve onları iki ayrı hikaye olarak görüyorum. Çok üzücü bir cenaze sahnesi çektikten hemen sonra bir düğün sahnesi çekiyorduk mesela, çok acayipti.
 
● Peki askeri sahneler nasıldı?
Tomer: O kadar çok anım var ki! Gerçek Sayeret ve Golani tugay askerleriyle çalışma fırsatı yakaladık. Bu inanılmaz insanların gerçek üslerine gitme fırsatı yakaladık.

Michael: Çok Hollywood-vari bir şey yapmamak, mümkün olduğunca gerçeğe yakın olmak çok önemliydi.

Moshe: Onları çalışırken görmek çok etkileyiciydi. Her İsrailli erkeğin içinde bir asker vardır zaten. Üniformayı giyer giymez o moda gireriz.

Nadav: Provalara başlamadan önce Golani keşfindeki askerlerle ekip çalışması yaptık. Gerçek gibiydi!
 
● Kolombiya’daki çekimlere nasıl hazırlandınız? 
Tomer: Birçok aşı olmamız gerekti. Benda’yı oynayan Moshe İspanyolca öğrenmeye çalışıyor ve hepimizi deli ediyordu. 

Michael: Her zaman Kolombiya’ya gitmek istemiştim ama bir türlü gerçekleştirememiştim. Ordu hizmetim sonrası bir tatil gibi oldu benim için.

● Kadrodaki diğer isimlerle çalışmak nasıldı?
Tomer: Aramızdaki ilişki set ve set dışında çok ilginçti. İnanılmaz bir dinamik yakaladık. Moshe’yi beş saniyede bir öpüyordum. Yeni kardeşler edinmek gibi bir şey. Ninet çok etkileyici ve harika bir kadın, çok iyi bir rol arkadaşı. Projenin en başından bir uyum yakaladık. Yazarımız ve yönetmenimiz Omri etrafına muhteşem enerji yayan biri, herkesi kendine hayran bırakabildiği şahane bir gücü var. 

Michael: Ninet büyüleyiciydi. Rolünü o kadar benimsedi, o kadar azimle çalıştı ve duygusunu verdi ki; ekranda olduğu her karede bu güzelliği görmemek imkansız. Omri çok yetenekli bir yazar. Oyuncularını özgür bırakıyor ve onlara güven aşılıyor, ki bu bir aktör olarak kendimi çok iyi hissetmemi sağladı. Onunla çalışmaktan büyük keyif aldım. O kadar komik ki. Bizi delice bir gemi yolculuğuna çıkarttı sanki. Bence senaryoyu asla onay almayacağını düşünerek yazmış.

Moshe: Omri’nin önderliğinde çok yoğun bir prova sürecinden geçtik. Bence bu ekrana da yansıyor. Gerçekten kardeş gibi olduk.

Nadav: Omri’nin sakinliğine bayılıyorum. İsrail’de pek eşi benzeri olmayan biri bence.

Ninet: Onlarla çalışmak, aynı seti paylaşmak, onlardan bir şeyler öğrenmek o kadar inanılmaz bir deneyimdi ki!.. Bazen kenardan rol arkadaşlarımın nasıl çalıştığını, karakterine nasıl yaklaştığını, neler kattığını izlerdim. Bu bana hep çok ilgi çekici gelmiştir.



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER