Los Angeles'te
Beverly Hills Hotel'de bir gün önce düzenlenen lansman toplantısına katılan Angel From Hell'in başrol oyuncusu Jane Lynch sohbetinden öğrendiğimize göre Maggie, henüz yeni evlenmişti. Bu toplantıya katılmadan sadece birkaç gün önce..
8 Ağustos 2015'te kendi gibi bir oyuncu olan
Benjamin Koldyke ile evlenen Maggie Lawson sadece 35 yaşında. Kentucky doğumlu Amerikalı bir aktrist.
Maggie 17 yaşından beri televizyon işlerinde rol alıyor. Seyircinin dikkatini ise tam olatak ilk kez
Two and A Half Men'de çekti.
Angel from Hell adındaki yeni komedi dizisini ise tüm dünya ile aynı anda ülkemizde de gösterime girdi. Diziyi
Fox Life kanalından takip edebilirsiniz.
Dizinin konusundan da biraz bahsetmek gerekirse; heyecanlı, hareketli ve renkli bir karakter olan Amy’yi canlandıran
Jane Lynch, arsız bir koruyucu melek rolünde yer alıyor. Maggie
Lawson ise hırslı bir doktor olan Allison karakterini canlandırıyor. Amy
ve Allison’un yolda çarpışıp tanışmasıyla başlayan hikaye, Amy’nin
kendini Allison’un koruyucu meleği olduğunu söylemesi ile devam ediyor.
İlk zamanlarda Amy’nin bir deli olduğunu düşünerek onu ciddiye almayan
Allison, Amy’nin uyarılarının gerçekleştiğini fark ettikçe hikayenin
gidişatı değişmeye başlıyor. Angel from Hell oldukça eğlenceli bir
dizi..
Hâlâ izlemediyseniz, tavsiye ederiz izleyin. Ama önce buyrunuz Maggie Lawson röportajına..
Lawson her anlamda zarif bir kadın..
● Hemen klişe bir soruyla başlayayım; meleklere inanır mısın?
Hiç birinin size göz kulak olduğu hissine kapıldın mı?
Önce ilk sorunuza
cevap vermem gerekirse, evet, meleklere inanıyorum. Koruyucu meleklere
inanıyorum. Çok farklı şekillerde ortaya çıkabileceklerini düşünüyorum. Hayvan
formunda, enerji olarak ya da bambaşka şekillerde… Ve evet, benim etrafımda
olduklarını sıklıkla hissediyorum. Bence bizim günü sağ sağlim tamamlayabilmemizi
sağlayan özel güçler ve enerjiler var. Sanırım her zaman bir şekilde bana göz
kulak olunduğunu hissediyorum ve bu çok güzel bir şey.
● Bize biraz karakterinizden bahsedebilir misin? Onun
hangi özelliklerini seviyorsun?
Benim karakterim
bir doktor. Bir dermatoloğu oynuyorum. Çok hırslı, biraz katı, tıbbın A tipi*
olarak tanımladığı, kurallara daima uyan biri. Senaryoyu okuduğumda sevdiğim ve karakterde asıl hoşuma giden deli bir kadının, insanın, ya da Amy adı her
neyse, hayatına girip ilk başta onu korkutmasına rağmen daha sonra ondan gelen
türde bir sevgiye açık olması. Bunun çok güzel ve derinlikli bir şey olduğunu
düşünüyorum çünkü bence Allison doğaüstü enerjilere inanacak türde biri değil. Zaten pilot bölümün sonlarına doğru onun bunu sorgulamaya başladığını açıkça görüyoruz.
Burada bir şeyler dönüyor diye düşünmeye başlıyor. Ve bu olan bitene çok açık…
Allison’ın sevdiğim
bir diğer yanı da etrafındaki birçok insana göz kulak olan kişinin o olması.
Bence bu hem bir nimet, hem de bir lanet. Çünkü kendine zaman ayırmaktansa
başka insanlarla ilgilenmek durumunda kalıyor. Ama belki de bu durum ilerleyen
bölümlerde biraz değişir.
● Jane Lynch ve Kevin Pollak gibi önemli isimlerle
çalışmak nasıl bir şey, biraz bahseder misin?
Onlar çok önemli oyuncular ve onlarla çalışmak çok keyifli. Çok enteresan aslında,
meleklerden ve özel güçlerden bahsediyoruz ve ben bu kadroyla ilgili ilk günden
beri öylesi bir enerji hissettim. Ta Jane ile yaptığım ilk okumadan beri.
Biliyorum, bu hikayeyi sanırım birkaç kere anlattım. Onunla okuma yapmaya
girmeden hemen önce tuvalete gittim ve Jane'i A Chorus Line’dan bir parçayı avazı
çıktığı kadar bağırarak söylerken buldum. Mükemmeldi. Beni çok güldürdü. Sonra ben de şarkıyı onunla birlikte söylemeye başladım. O andan itibaren
aramızdaki güçlü kimya başlamıştı ve bence bu durum dizinin hazırlık
süresince devam etti, hala da ediyor. Kevin için de aynı şey geçerli. O kadar
enteresan ki... Onunla oturup sonsuza kadar konuşabilirsiniz. Hepsini sanki
hayatım boyunca tanıyormuşum gibi hissediyorum. Hepsi harika insanlar ve
onlarla çalışabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum.
● Senin de altını çizdiğin gibi, karakterin A Tipi
kişilik türüne uyuyor. Biraz katı ve prensipli biri. Hayatına bu meleğin girmesi onun rahatlayacağı ve
yumuşayacağı bir dönemin başlangıcı mı? Sence karakterin yolculuğu bu yönde mi
olacak?
Öyle olacağını
düşünüyorum. Umarım öyle olur. Onların ilişkisi hakkında en sevdiğim şey son derece
mantıksız oluşu. Amy gibi bir insan, bahsettiği konular, benim hakkımda
bildiğini iddia ettiği şeyler… Bunların hepsi bana acayip delice geliyor. Ama
öte yandan günün sonunda o benim iyiliğimi istiyor. Benim en büyük hayranım
diyebiliriz. Kim en büyük hayranının sürekli onun peşinde dolaşmasını istemez
ki? Benim karakterim de biraz deli. Umuyorum ve biliyorum ki
Allison’ın bir parçası olacak. Bence o, rahatlayıp eğlenmeye başladıkça bunun hayatına ne kadar değer
kattığını fark edecek. Bunu keşfetmesine yol açacak kişinin de kesinlikle Amy
olduğunu düşünüyorum.
● Kendini
doğal bir komedi aktristi olarak görüyor musun? Amy epey garip biri. Yıllar
içerisinde hayranlarınla böyle garip bir olay yaşadın mı?
Bir düşüneyim. Doğal bir komedi aktristi… Öyle olduğumu
umarım. Demek istediğim, komedi zor bir iş ve yükün büyük bir kısmı senaryonun
üzerinde. Tad Quill ve senaryosu hakkında en sevdiğim şey doğal komedisi,
dediğiniz gibi, gerçek hayattan geliyor ve şakalardan daha az besleniyor. Gerçek
hayatın çoğu zaman acayip komik olduğunu düşünüyorum. Tad’in, Jane’in,
Kevin Pollak’ın, Kyle Bornheimer’ın ve "umarım ki benim" komediye doğru doğal bir
eğilimimiz var. Hepimizin. Söylemeye çalıştığım şey, bunun bizim için büyük bir
avantaj olduğu. Drama yapmayı da seviyorum. Ama özellikle bu tarz bir komedinin
gerçekten çok zekice olduğunu düşünüyorum. Tad’in ellerinde kendimi güvende
hissediyorum.
Hayranlarla ilgili olan diğer sorunuza gelmem gerekirse; komiktir, L.A'e
ilk taşındığımda başıma o kadar garip şeyler geldi ki. Sektörde çalışmaya ilk
başladığım dönemlerde herkes beni Alicia Silverstone** ile karıştırıyordu.
O yüzden de hayran etkileşimlerim daha çok beni sevenlerden değil, bir
restoranda benimle karşılaşıp imza isteyen Alicia Silverstone hayranlarından
kaynaklanıyordu. Bu epey garip bir şeydi. Onun adına bir şeyler imzaladığım anlar yaşadım. Özür dilerim Alicia...
● Oyuncu olmak istediğini ne
zaman anladın?
Sekiz yaşımdaydım.
The Wizard of Oz’da
bir cüceyi canlandırıyordum ve bir daha arkama bakamadım. Kararı o anda verdim.
Sahnenin bana yaşattığı deneyimi ve tiyatronun sağladığı birliktelik hissini
hatırlıyorum. O kadar gençken bile bu işte büyülü bulduğum bir şeyler vardı. Bu
yüzden bu yönde ilerledim ve ne kadar şanslıyım ki çok fazla destek gördüm. Tüm yaşamım boyunca bu işe odaklandım, o yüzden Tanrı korusun
bir sebepten yapamaz hale gelirsem hapı yuttum demektir. Ne olacak göreceğiz.
Kulağa saçma gelecek biliyorum ama; oyuncu olmak için karar verdiğim o anı çok net hatırlıyorum.
Belki de bir koruyucu melek olaya müdahale etti ve beni bu yola soktu. Kim
bilir.
● Jane Lynch’e de aynı soruyu
sordum. Eğer bir koruyucu melek olsaydın ve sadece tek bir insanı korumana
izin verilseydi, kim olurdu?
Of, çok zor bir soru. Bir koruyucu melek olsaydım ve sadece tek bir kişiyi
koruyabilseydim… Tanrım, çok acayip. Hayvanlarla çok güçlü bir bağım var, o
yüzden muhtemelen hakkımı o yönde kullanırdım. Biliyorum, bir insandan
bahsetmiyorum ama herhalde köpeklerimden birini seçerdim. Cevabım belki size
çok kötü gelecek çünkü bunun dünyanın geri kalanına hiçbir faydası yok. Daha
sonra tekrar sorun, belki daha iyi bir yanıt veririm.
● Hayatının herhangi bir
döneminde bir meleğin sana yol göstermesini ister miydin?
Tanrım, herhalde hayatımın her döneminde bir meleğin bana yol göstermesini
isterdim. Eğer bahsettiğimiz şey size göz kulak olan, mümkün olan en iyi
kararları vermenize ve yaşayabileceğiniz en iyi hayatı yaşamanıza yardımcı olan
enerjilerse umarım ki onlar da bu odada bizimledirler. Belki de siz benim
koruyucu meleklerimsinizdir. Evet, hayatımın her döneminde böyle bir şey
isterim.
● Uzun set günlerinde seni
ayakta tutan nedir? Jane Lynch çok enerji dolu gözüküyor. Sette de öyle mi?
Evet, çok enteresan. Jane’in enerjisi o kadar pozitif ve parlak ki… Çok ayakları yere basan bir hali var.
Onun etrafında olmak bir şekilde günü sağ salim atlatmanızı sağlıyor. Ettiğimiz
sohbetler, birlikte vakit geçirmemiz… Bir saat boyunca sessizce oturabiliyoruz
ve bunu ikimiz de garipsemiyoruz. Ya da hiç durmadan konuşuyoruz. Birbirimizden
çok şey öğrendiğimizi hissediyorum ve umuyorum. Bana bu konuda yardımcı olan
bir diğer şey de kahve. Bir sürü kahve, şeker ve tüm abur cubur şeyler. Onlar da
çok yardımcı oluyor.
● Dizide nasıl olaylarla
karşılaşacağız? İlk bölümde Amy, karakterinin kötü bir ilişkiden kurtulmasına
yardımcı oluyor…
Çok kötü bir adamdan, evet.
● Bu çok büyük bir olay.
Sırada bekleyen başka belalar da var mı?
Amy bana biraz fazla geliyor. Bir melek olarak hala kendini bulmaya
çalıştığını düşünüyorum, bu yüzden de başımıza daha çok belalar açılacaktır.
Bence karışan hatlar olacak ve işler biraz çığrından çıkacak.
Bana kalırsa işin eğlencesi de buradan çıkacak. Dizi sürdükçe ilişkimizi
birlikte keşfedeceğiz; ya da en azından bu sezon öyle olacağını biliyorum.
Sıradaki bölümlere gelecek olursak, Amy bana göz kulak olmaya ve en iyi
kararları vermemde yol göstermeye devam edecek. Ama ikimiz de o kadar kendi
alanımızın dışındayız ki… Ben daha rahat bir insan olarak hayatımı yaşamaya
çalışıyorum, kendimi daha serbest bırakmayı deniyorum; o ise melek kurallarına
uymaya ve işleri olması gerektiği gibi halletmeye çabalıyor.
Bu yüzden işler çok tersine dönecek gibi geliyor. Asıl eğlence de burada
saklı. İlk bölümdeki hikayenin devamını göreceğimizi düşünüyorum. Ben
birileriyle buluşacağım ve etrafımdaki kötü insanlarla bir araya gelmemeye
çalışacağım; Amy ise fazlasıyla garip ve bazen de delice yöntemleriyle bana bu
konuda yardımcı olacak.
*
Hırslı, planlı, statüye önem veren, hassas,
sabırsız, boyundan büyük işlere kalkışan, insanların kısa kesmesini isteyen,
üretken insan tipi
** Clueless ve Batman & Robin filmleriyle ünlenen oyuncu Yazı devam ediyor...