Maggie Lawson: Angel from Hell'in komedisi çoğunlukla gerçek hayattan besleniyor

● Sosyal medya bu kadar yaygınken hayranların diziye ne tepki verdiklerini görmek çok kolay bir hal aldı. Dizi yayınlanırken bilgisayarının başında olmayı düşünüyor musun?
Evet. Diziyi desteklemek için elimden ne geliyorsa yapacağım. Jane’in de sosyal medyayla çok içli dışlı olduğunu biliyorum. Ben hala bu işlerde yeni sayılırım ve hatalar yapıyorum. Yanlış şeyler tweetliyorum ya da Facebook’a koyuyorum falan… Hala yolumu bulmaya çalışıyorum yani. Bu çok gurur duyduğum bir proje ve yayın başladığında suyunu çıkarana kadar gönderi yapmayı umuyorum.
 
● Kariyerin iyi bir yönde gidiyor. Kaderin seni herhangi bir yöne götürmesine izin vereceğin bir noktaya geldin mi, yoksa hala dümen senin elinde mi? Başarı, bu konularda biraz da olsa rahatlamayı sağlıyor mu?
Benim gemiyi yönlendirmemdense kaderimin yolu çizmesinden mi bahsediyorsan bence hayatımda ikisinden de biraz var. Çizilen yolu ve işaretleri izleyebilirsin ve aynı zamanda çok iyi bir hayat yaşamaya çalışabilirsin. Bunun için yapman gereken çok şey var, çok çaba sarfetmelisin. Bazı şeylerin karşına çıkmasını, sana gelmesini ya da sana sunulmasını bekleyemezsin. Başarının rahatlamama yol açıp açmadığına gelince… Bence hepimiz yolculuğumuza devam etmenin yollarını arıyoruz. Bu yüzden, bulunduğum noktadan çok memnun olsam da her zaman meraklı ve heyecanlıyım. Sırada her ne varsa çalışmaya devam etmek ve ilerlemek istiyorum.
 
● Sektörde çalışmaya başladığından beri kim senin koruyucu meleğiniz oldu?
Birkaç koruyucu meleğim olduğunu düşünüyorum. Dediğim gibi, meleklerin bize yol gösteren türde insanlar olduklarını düşünüyorum. Ya da güçlü enerjiler de olabilir. İlla somut bir biçimleri olmasına gerek yok. Hayatta tam doğru zamanda karşıma çıkan insanlar oldu.
 
10 yaşımdayken bir akıl hocam vardı, adı Yul’du. Hayatımda çok kısa bir süre kaldı çünkü vefat etti. Ama ondan o kadar çok şey öğrendim ki. Bana yaptıklarım, zamanlamam ve işlerin nasıl şekilleneceği hakkında çok şey öğretti. Bunu yapabilecek birçok kişi olabilir ama ben onun koruyucu meleğim olduğunu hissediyorum.
 
Hayvanlardan daha önce bahsetmiştim. Onlardan da çok fazla şey öğrendiğimi hissediyorum. Karşımıza çıkıyorlar ve o kadar kısa süre hayatımızda kalıyorlar ki… Evcil hayvanlarımız bize çok şey öğretiyorlar. Bu röportaj bitene kadar söylediklerim yüzünden deli olduğumu düşünebilirsiniz ama onların da koruyucularımız olduğunu düşünüyorum. Birçok koruyucu meleğimizin olduğuna inanıyorum. Tek bir tane seçmem çok zor ama hissiyatım bu yönde. En azından birkaç tane var.
 
● Çok spiritüel bir insana benziyorsun. 
Hakikaten bilmiyorum. Gerçekten spiritüel biri miyim ya da bu neden kaynaklanıyor bilmiyorum. Sanırım kendimden büyük bir şeye karşı güçlü bir bağ hissediyorum. Ve bu bağ sayesinde birçok açıdan yönlendirildiğimi hissediyorum. Bunu hep hissettim. Bunun aslında nereden doğduğunu bilmiyorum. Bir şeyi sebep gösterebilir miyim bilmiyorum. Dini, öğretiyi ya da bir insanı… Bu sadece bir hissiyat.
 
● Jane Lynch’in karakterinin doğal olarak geleceği görmek gibi kabiliyetleri var. Hiç bir medyuma gittin mi?
Evet, gittim. Ben bir kahin değilim, o yüzden bu işlerden çok anlamıyorum. Fakat bazı insanların bir şeyleri benden başka bir boyutta ya da enerjide hissedebileceğini veya görebileceğini düşünüyorum. Bundan eminim ya da benim başıma geldi diyemem. Ama inanıyorum. Bu konulara inanıyorum ve daha önce medyuma gittim. Hayatım boyunca birkaç kere gitmişliğim var.
 
● Sence hak ettiğimiz koruyucu meleğe mi sahip oluyoruz? Ve diziye dönecek olursak, bu iki karakter birbirlerini hak ediyor mu? Uzun vadede birbirleri üzerinde ne gibi etkileri olacak ve birbirlerini ne kadar değiştirip tamir edebilecekler?
Bu çok ilginç bir soru. Henüz tüm bölümlerin hikayesini bilmiyoruz, senaryoları görmedik. Bu yüzden koruyucu melek Amy’nin ya da öyle olduğunu iddia eden Amy’nin diyelim, hayatının o döneminde alması gereken dersin ne olduğunu bilmiyorum. Hayatını yaşarken melek kurallarını ihlal ettiğini söylüyor ve ben bu konuda ona nasıl yardımcı olacağımı bilmiyorum. Dizideki doğa üstü unsurlar sebebiyle böyle şeyleri tahmin etmek biraz zor. Kendi karakterim için konuşmam gerekirse… İyi bir hayat yaşayabilmesi için ona yol gösteren insan etrafındayken bir süre sonra, başlarına birçok aksilik de gelse, o deliden gelen iyilikleri görebileceğini umuyorum. Her zaman doğru koruyucu melek mi bize düşüyor? Bilmiyorum.
 
● Hak ettiğimiz diyelim…
Pardon, hak ettiğimiz… Ya da ihtiyacımız olan da olabilir. Bilmiyorum. Bazen uğraşmamız gereken negatif güçler de olduğunu düşünüyorum. Ama her zaman pozitif yönlendirmeler olabileceğine de inanıyorum.  O yüzden bu soruya nasıl cevap verebileceğimi bilmiyorum. Hak ettiğimiz meleğe mi sahip oluyoruz? Sanırım duruma göre değişiyor.
 
● Amy, Allison'un hayatını rahat yaşamasında yardımcı olacağını biliyoruz. Peki, senin karakterin ona yardımcı olacak mı, mesela alkol alışkanlığından kurtulması konusunda?
İşte asıl ilginç olan da bu. Amy eğer gerçekten söylediği kişiyse hakikaten yardıma ihtiyacı olan bir insan formunda dünyaya gelmiş demektir. Eğer bir insana eşlik etmekle görevli bir melekse Allison da ona doğru yola girmesinde ve iyi bir melek olmasında biraz da olsa yardım edecektir diye düşünüyorum.
 
● Amy’nin ilk önce hangi özelliğini düzeltmek isterdiniz?
Hangi özelliğini mi?
 
● İçki içmeyi çok sevmesi gibi bir özellikten bahsediyorum.
Anladım. Onun sakinleşmesini, dışarı çıkıp sokaktaki insanlara sataşıp onları korkutmamasını ve muhtemelen bu yüzden tutuklanmamasını sağlamak ya da bunun gibi olması ihtimal dahilindeki şeyleri engellemek isterdim. İlk bölümün sonunda Allison’ın içinde bir ümit olduğunu ve Amy gerçekte ne olursa olsun belli ki onu bir şekilde önemsediğini görüyoruz. Bu yüzden ona toplum için tehlikeli olmaması konusunda yardım edeceğini düşünüyorum.
 
Son olarak, Two and a Half Men gibi uzun süredir yayında olan bir dizide oynamakla, sıfırdan bir pilot bölüme başlamak arasındaki farklardan bahsedebilir misin? Ne gibi farklı fırsatlar doğuyor? Jon Cryer ve Ashton Kutcher gibi komedyenlerle Jane Lynch gibi bir komedyen arasında fark var mı?
Tüm bu insanlarla çalışabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Two and a Half Men’in oyunculuk hayatımın en eğlenceli deneyimlerinden biri olduğunu söylemek zorundayım.
 
O diziye başlarken güzel olan şey ailenin zaten kurulmuş olmasıydı. Herkes bir aile gibiydi, kamera arkasındakiler bile. Bu benim için çok güzeldi, beni çok sıcak karşıladılar ve bu çok hoşuma gitti. Her şey çok iyi yürütülüyordu ve arada çok büyük bir sevgi vardı. Son sezonları olduğu için herkes mümkün olduğunca birlikte vakit geçirmeye, hiçbir şeyi kaçırmamaya ve hakkıyla veda etmeye çalışıyordu.
 
Bir diziye pilot bölümünden başlamanın farkı da bu ortamı yaratma fırsatı. Bizim pilot bölümümüzde bunun gerçekleştiğini hissediyorum. İlk günden beri böyle hissettiğimi söyleyebilirim. Zaten birçok sezondur birlikte çalışıyor gibiydik. Bu ilişkinin nasıl gelişeceğini görmek çok heyecan verici çünkü sadece pilot bölümü çekmiş olsak da halihazırda bu yolda çok mesafe katettiğimizi düşünüyorum. İşin bu kısmı bana çok heyecan ve umut veriyor.




BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER