Ömer, bu dizide istikrarı bozulmayan, ilk bölümde nasılsa
izlediğimiz 21. bölümde de aynı olan tek karakter diyebiliriz. Geçen hafta çok
sevgili Ranini, dizimizin senaristi Meriç Acemi ile bir röportaj gerçekleştirdi,
sizler de mutlaka okumuşsunuzdur. O röportajda benim çok merak ettiğim bir sorunun
cevabını da almış olduk: Ömer karakterinin kimden esinlediği. Meriç Hanım,
karakteri yazarken kendisinden ilham alıyormuş, sanırım bu istikrarın sebebi de
bu. Ömer, en başından beri gerçek bir şeyler aradığını, daha doğrusu evli,
mutlu, çocuklu olup kendi ailesini kurmak istediğini hem hareketleri, hem de
sözleriyle açıkça belli ediyor zaten. Defne’nin aksine ne istediğini iyi
biliyor ve kendini iyi tanıyor. Zaten ne kadar güzel özellik varsa
yüklemişsiniz adama.
-Hmm bir karakter yaratalım ama hangi özellikleri
ekleyelim?
+Yakışıklı olsun bir kere, kızlar bayılır. Sonra
yetenekli olsun, sportmen de olsun mu?
-Olsun, olsun fazla mal göz çıkarmaz.
+Kültürlü de olsun, güvenilir, sözünün arkasında, yalan
söylemeyen.
-Oh mis tamamdır bunu yazıyoruz.
Bu konuşma işin şakası tabii ki ama bazen –bazen mi?-Ömer
o kadar mükemmel oluyor ki onu tıpkı gökyüzündeki yıldızlara benzetiyorum.
Erişilmez, uzak ama hayran olunan. Ulaşılmak istenen ama asla ulaşılamayan.
İşte o anlarda Defne’yi çok iyi anlıyorum. Bu kendine olan güvensizliği,
sürekli şüpheye düşmesi falan anlaşılabilir oluyor. O yüzdendir ki ‘’Sen gerçek
misin?’’ diye sorarak bizim düşüncelerimize de tercüman oluyor. Cidden sen
gerçek misin Ömer? Artık dizi başlamadan önce ‘’Bu dizideki tüm olaylar ve
karakterler hayal ürünüdür!’’ yazmanın vakti geldi de geçiyor bence…
Dip boyan gelmiş canıms..
Sude’yle geçen hafta empati kuramadığımdan ve bu yüzden
de karaktere uzak olduğumdan bahsetmiştim. Bu hafta bana karakter bana sanki
çift kişiliği varmış gibi geçti. Çoğul kişilik bozukluklarında hasta diğer
kişiliğin yaptıklarını hatırlasa net bu kız da bu psikolojik hastalık var diyeceğim.
Dedesinin yanındaki Sude o kadar içten, samimi, anlaşılır biri ki, Sinan’ı ne
güzel seviyor diyorum. Ama sonra şirkete bir geliyor, hoop bambaşka biri olup
çıkmış. Saplantılı, istedikleri için sevdiği adamın ve kuzeninin emek verdiği
şirketi tehlikeye atacak kadar tehlikeli biri haline gelebiliyor. Tamam, aşkta
ve savaşta her şey mubahtır ama bu kadar da değil. Sonunda meşhur Helen’i de
öğrendi. Ama aynı zamanda Defne’nin Ömer’in sevgilisi olduğunu da biliyor. Bir sonraki
hareketi ne olacak merakla bekliyorum. Ben olsaydım eğer onun yerinde, Defne ve
Ömer’i evlendirip sorunu kökten çözerdim ama bakalım Sude ne yapacak hep
beraber göreceğiz.
Gelelim Yasemin'e...