Bir insanı ne kadar zamanda tanıyabilirsiniz? Bir hafta,
bir ay, bir yıl? Ya da şöyle sorayım, birini gerçekten ama gerçekten
tanıyabilir miyiz? Bu mümkün mü? Ben, bunun mümkün olduğunu pek sanmıyorum. En
azından karşınızdaki kişi size izin vermediği sürece. İnsan kendisi hakkında
her gün yeni bir şeyler öğrenebiliyorken başka birini tanımak bana çok ütopik
geliyor. Tabii bu düşünce tarzıyla yaşayan biriyseniz tıpkı benim gibi,
insanlara güvenme durumunuz da sekteye uğrayabiliyor.
Buradan yola çıkarsak eğer, Ömer’in Defne’ye ettiği
evlenme teklifini ben erken buluyorum. Bunu geçen haftaki yazımda da dile
getirmiştim zaten. Bu hafta konuyu biraz daha açmak istedim. Olaya her zaman
iki taraftan da bakmak lazım, lady’s first diyerekten Defne’den başlayalım.
Zam, zama zam, ille de zam!
Defne bu teklifi tabii ki hemen kabul etmeyecekti. Buna
şaşırdık mı? Şaşırmadık. Gönlü ‘’Evet, evet, evet!’’ diyerek boynuna atlamak
isterdi elbette ama ortada KOCAMAN bir yalan varken, dili tutuldu kızın Ömer
karşısında. Ki bu yalan olmasaydı bile Defne’nin kendine olan bu DEV
güvensizliğiyle, bir yanının hep kararsız kalacağını düşünüyorum ben. Evet,
Ömer’i çok seviyor, çok âşık, aşkından geberiyor ama pire için de yorgan
yakabiliyor. (Bkz: geçen hafta.) İşte bunlar hep birbirini iyi tanımamanın
getirdiği sorunlar. Hoş daha Defne kendini bile tanıyamıyor ya, orası başka bir
sorun.
Adamla sevgili oluyorsun, herkesten saklıyorsun. Ama
unutma ki bir şeyi ne kadar saklarsan o kadar çabuk ortaya çıkar. Tıpkı senin
çaresizce para bulma çabaların gibi. Kredi işi benim de aklıma gelmişti ilk, Dört
kişi 50’şer bin liradan kredi çekseler parayı tamamlarlar. Tabii bunun sonra
ödemesi de var. Ama keşke illa zam zam diye tutturacağına yüksek rakam gösteren
bordro isteseydin be kuru kız. Hiç kafan çalışmıyor vallahi. Eski muhasebe
çalışanı olarak sana akıl verecek bir arkadaşın yanında, bir de muhasebeci
şart. Zaten ayakkabının modeli oldun o
kadar sana tek kuruş vermediler, bu Ömer böyle yapmış bu serveti belli. Tüm özellikleri
barındıran biri olarak bence Passionis’e beni muhasebe elemanı olarak alsınlar.
Hem muhasebe, hem Defne’ye akıl, hem de Koriş’le whatsapp'tan dizi muhabbeti
yapar, yorumlarız. Ne güzel olur. Herkes kazanır, win win. ^.^
Peki Ömer?