Geçen hafta O Hayat
Benim çok heyecanlı bir yerde bitmişti! Bu bir haftayı öyle zor geçirdim
ki! Neden, neden Efsun öldü? diye hep aynı soruyu sordum kendime! Bak şakasını yaparken
bile sinirleniyorum iyi mi? Neyse. Gelelim bu haftaya. Tıbba olan inancımı yerle
bir eden bu haftanın açılış sahnesinde epey eğlendim aslında. Ekranda düz çizgi görülen hastaya kalp masajı yapmak yerine, kardeşinin son bir elektroşok isteğini
kıramayan doktor adeta neşe kaynağım oldu. Hızır Aleyhisselam gibi yetişen Bahar’ın Efsun’u kurtarmasının ardından, Bahar’a Acil Servis’te iş teklif
edilmemesine ise çok şaşırdım. Şakayı uzatıyor muyum ben acaba?
Konuşmazsan seni kimse tanımaz Efsun. Şimdi menüyü yavaşça yerine bırakabilirsin
Efsun’u uzun süre sessiz
ve hasta izlediğimden olsa gerek, bu hafta kavgacı hali beni rahatsız etmedi.
Gerçekten bu halini özlemişim. Bahar’la birlikte, kardeş kardeş vakit
geçirmelerini izlemek de güzeldi. Ah işte! hayat hep böyle bayram olsa,
insanlar el ele tutuşsa, kardeş olsa ama nerede.
İşte tam eğilmen gereken an bu Bahar.
Tüh yetişemedim
Tokatların atılmadığı bir
O Hayat Benim düşünemez olduk. Fakat
şu da bir gerçek ki bu sahneler iyi çekiliyor. Sevda Demirel’in kelime
hazinemize kazandırdığı, Hande Ataizi’ne tokat atmadan önce söylediği “Ne dedin
sen?” i Hülya’dan duyduğumda ben tokat geleceğini anladım zaten. Fakat bu ara
Hülya hedef tutturma konusunda sıkıntı yaşıyor. Yanlış kişiyi öldürmeye
teşebbüs edip, yanlış kişiye tokat atıyor. Çocuklar kendisine vuran insanların
her el hareketinde, elleriyle refleks olarak kendilerini korurlar. Ben de Hülya’yı
izlerken aynı endişeye kapılıyorum. Her an birine vuracak endişesi. Tabi bu
tokat eğilimi Mehmet Emir’de de var. Atahanların ata sporu gibi. Fakat hemen
belirtmeliyim ki Arda’ya attığı tokat gerçekten çok sertti. Umuyorum bu
sahneleri çok fazla tekrarla çekmiyorlardır. Çünkü gerçekten zor sahneler
bunlar.
Sultan kalk yerine yat canım yaSultan’ın etrafında dönen
sahneler bu hafta azdı. Bu iyi olmuş. En güzel sahnesi namus konusunda konuştuğu sahneydi. Kalp ve
vicdan namusuna vurgusunu çok sevdim. Fakat bu konudaki namuslu duruşu ondan da
bekliyorum. Çocuk konusundaki hassasiyetine yine dikkat çekildi. Tamam anladık
var orada bir hikaye
Karizmasını pikniğe getiren adam
Ateş’ı bu kadar az
gördüğüm başka bir bölüm hatırlamıyorum galiba. İzlerken resmen gözlerim aradı.
Kalabalık sahnelerde mutlaka vardı ama onun dışında doğru düzgün sahnesi yoktu.
Bu hafta Ateş ile ilgili hissettiğim en net duygu ise; onun duruşu,
yetiştiriliş şekli ve ait olduğu kültür nedeniyle kesinlikle Demirci ailesine uygun olmadığı. Onun
piknikteki halini gördüğümde bunu çok net hissettim. Bahar’la evlendiğinde Atahanlar’ın
damadı olacak ve ben Ateş’i o aileye de uygun bulmuyorum. Bu güzel adama
yakışacak bir yer bulamadım gitti.
"Ayrılırken bile çok tatlıyım değil mi Fulya?" Mehmet Emir’in Fulya ile
yazlık evde yaptığı konuşmanın sözlerini değil ama Sinan Albayrak’ın konuşmaya
kattığı duyguyu çok çok beğendim. Kibar, sevecen ve sıcak bir konuşmaydı. Güzel
ses tonu ile oyunculuğunu çok iyi yansıttığı bir sahne olmuş. Yeri gelmişken
anne – babalara mesajımı da ileteyim; iyi anne - baba olmak için iyi arkadaş olmak diye bir
şeye inanmıyorum. Mevzu iyi insan olabilmekte. Eski eş ve sevgili ile arkadaş
olunmaz, olmayın da zaten. Arkadaşlık müssesesi başka bir şeydir nezdimde.
Sezon sonuna bırakılan
büyük sır konusu ile ilgili adımlar atılmaya başlandı. Hadi hayırlı olsun.
Böbrekleri iflas etmiş Efsun’un bilim karşısındaki yenilgisini görmek için biz
hazırız. Ama o doktorla o iş olmaz. Lütfen tıp konusunda destek alın. Benim
bile saçma bulduğum sahnelerde doktor arkadaşlarım deliriyor. “Böbrekleri hamur
gibi olmuş” cümlesini duyarsam, bünyem bunu daha fazla kaldıramayabilir.
Aklıma gelmişken bölüm etiketlerindeki
mesajı anlamıyorum ben. Bu bölümün etiketi #birsenvarsın ile neyi
kastettiklerini çözemedim mesela. Belki de Efsun, kalan sağlam böbreğine
söylemiş olabilir, kim bilir?
Daha karpuz kesecektik
Hamdi Alkan’ın konuk
oyuncu olarak yer almasını çok sevdim. Tatlı bir sürpriz oldu. Ben bu karakteri
tekrar görmek isterim mesela. Yine bekleriz efendim.
Hepinizin emeğine sağlık.
Biraz da fotoğraf
Üçüncü sezonun afişi bu olsun.Bahar reloaded
Uğur Dündar baskın yapacak diye taktınız o boneleri değil mi?
O soğanların sayısı beni de düşündürüyor Mücella
İlyas'ın pazarda mangal fikrini sevdim ben! Piknikte de güzel olur o İlyas
Bakın arkanızdaki tabelada ne yazıyor? Ay hadi inşallah
"Bihter'in Müze Evi" tabelasını nereye assak?
Hizayı bozma Efsun. Bak yastıklar ne güzel dizilmiş
Biriniz de ayakkabı koyun bir kere şu valizlere, bir kere ya
Tokatla Kusturan Adam, Mehmet Emir.
Gülerken konuşabilen tek kadınsın Güleser