Ferman’ın Ali’yi koruması, ameliyattan sonra ameliyatı mümkün kılan fikrin Ali’den geldiğinin hatırlatılması üzerine gülümseyerek onay vermesi, Ali’ye adamın elini sık diye kafasını sallaması ve sonrasında iyi bir iş başardın demesi yüzümü güldürdü. Ferman’ın böyle küçük küçük hareketlerle Ali’ye alışmasına ve destek olmasına bayılıyorum. Çok iyi anlaştıkları günleri de görmek umuduyla…

Ali’nin diğer hastasına gelince… Öncelikle çatı muhabbetini anlamadım. Yani yıllardır hastanelere gelir giderim. Hastalığı çok ağır olan, iyileşmek istemediği için kaçan yakınlarım da oldu ama hiçbir hastanenin çatısına nereden çıkılır inanın bilmiyorum. Onların bildiğini de sanmıyorum.

İyileşmek istemeyen bir hastayı iyileştirmek mümkün mü? Hayatta her şeyini kaybeden, yaşamak istemeyen bir insanı yaşatmak için zorlamak ne kadar doğru? Benim şahsi kanaatim zorlamamak ama Ali’nin çatışmalarını da iliklerime kadar hissettim. Kimse vaktinden evvel cennete gitmesin diye doktor olmuş, Adil Hocasının sözünü kendine şiar edinerek herkesi kurtarabileceğine inanan birine bir insanın yaşamak istemediğini nasıl anlatırsın ki? Hele de hayatta en değer verdiği iki insanı zamanından önce kaybetmiş birine?


Dönen şeylere zaafım var da. :)

Nazlı… Adı gibi kendi de çıtı pıtı olan hanım kızımız… Her ne kadar bana aşırı iyimser gelse de çok sevimli biri olduğu kesin. Üstelik birçok kişide aşık ya da aşık olacak kendisine. Demir şimdiden hoşlanıyor, Ali hoşlanacak sanırım (orjinalini izlemedim) ve Ferman’ın da (Beliz ile aralarının gittikçe bozulduğunu da dikkate alarak) Nazlı’yı fark etmesini bekliyorum. Ama zaten Ferman Ali ile anlaşamıyor. Bir de aşk üçgeni olayına girmesinler diye dua ediyorum.

Son olarak sizce Ferman’ın sırrı ne? Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim. Ben hala bir teori üretemedim tam olarak.

Bir hatam kusurum olduysa affola.

Haftaya görüşmek üzere…

Sevgiler, saygılar…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER