İnsanları dinle ama mucizelere inan…
Merhaba… Uzun zamandır işlerim nedeniyle televizyon izlemeye vakit bulamamak bir yana izlemek için can attığım bir işe de denk gelmemiştim. Mucize Doktor yayına girene kadar…

Otizm ile ilgili bilgisi olmayan biri olarak farkındalık yaratmak için bu tarz bir yapımın hazırlanmış olmasındayım mutluyum. Sözde hepimiz haberdarız otizmden. Otizm ile ilgili bir durum olduğunda sosyal medya hesaplarımızdan “Otizm bir hastalık değil farkındalıktır” diye bas bas bağırıyoruz. Ama gerçekte kaçımız bunu hayatlarımızda uyguluyoruz ki? Dizide bir çok doktor Ali’nin durumunun farkında değil mesela. Üstelik otizmli bireyleri en çok anlaması gereken kişiler de doktorlar değil mi?

Eminim Ali bir hasta olsaydı hepsi “hayata tutunması gerektiğini, her şeyi başarabileceğini ve çok çalışması gerektiğini” söylerdi. Ancak Ali kendilerinden biri olmak istediğinde tepkiler değişti. Çünkü tıp ciddi bir alandı ve otizmli bir birey bu işi yapamazdı.

İşte bu yüzden Mucize Doktor’u izlerken hem eğleniyorum, hem öğreniyorum hem de utanıyorum. Zira iletişim becerilerinin düşük olması nedeniyle ben de otizmli bir bireyin benim mesleğimi yapamayacağını düşünürdüm. Şu an destek olunursa, gerekli koşullar sağlanırsa niye olmasın diyorum. Bu farkındalık için teşekkür ederim.

Girizgahı epey uzattım biliyorum. Bölüme geçelim. Açık cenin ameliyatı birçok medical dramada karşımıza çıkan bir operasyon (bknz: Doktorlar, Kalp Atışı, Grey’s Anatomy…) Diğer dizilerde açık cenin ameliyatının nedeni mirror sendromuydu. Bu sendrom bebekteki hastalığın anneyi de hasta etmesi ve annenin organlarının iflas etmesi şeklinde tanımlanıyor bildiğim kadarıyla. Yine açık cenin ameliyatı olsa bile sebebin mirror sendromu olmamasına sevindim. Zira sürekli aynı şeyi izliyor hissi veriyordu artık.



Kalp krizini engellemek için annenin kalbini durdurmak etkileyici bir hamleydi ama gerçekte olsa yapılabilir miydi merak ediyorum. Genç annenin ailesinin ameliyata karşı olması sonra da ameliyat diye tutturmasına gülsem mi ağlasam mı kararsız kaldım. Yalnız tavırları herkese karşı çok rahatsız ediciydi. Ferman’ı sürekli zor durumda bıraktılar ve Ali’ye resmen hakaret ettiler ama doktorların mesleklerinin zorluğunu ve kendilerini ikinci plana atmalarını da izlemiş olduk. Ayrıca insanları dinlemeyi ve mucizelere inanmayı da öğrendik. Çünkü Burcu Hanım dışında başta kimse bebeğin yaşayacağına inanmıyordu.

Bir kadının anne olmayı istemesinin nesi yanlış diye sordu Ferman? Anne olmak bambaşka bir hissiyat… Karnındaki küçücük canlıyı korumak için canından vazgeçebilir insan. Ama Burcu Hanım’ın babasına sorduğu soru tam yerinde oldu. Sen kızını korumaya çalıyorsun, ben kimi korumaya çalışıyorum? Bir yanda çocuğunu korumaya çalışan bir baba, bir yanda doğmamış çocuğunun ölmesini istemeyen daha önce de düşükler yapmış bir anne… Beliz’cim sana katılmıyorum yine. Burcu Hanım kimseyi mahvetmedi sadece çocuğunu korumaya çalıştı. Ama senin bakış açından epey rahatsız oldum.

Yalnız şuna değinmeden geçemeyeceğim. Cenin annenin vücudundan tam olarak ayrılmadan yani kordon bağı kesilmeden kişilik kazanmadığından bebek olarak hukuken nitelendirilmez ve doğum gerçekleşip cenin anneden tamamen ayrılana kadar da kişi olarak değerlendirilmez. Kadının eşi de kadının ameliyat olmasına hukuken mani olamaz. Yani kordon kesilmediği sürece ameliyatı yapmalarına bir engel yoktu açıkçası anne istediği için. Orada hukuki boyuta bu kadar takılmaları sonra da ailenin rıza vermesi ama ceninin babasının rıza vermemesi filan biraz yordu açıkçası. Üstelik bu konu hukuken de uzun uzun tartışılabilecek bir konu ki dizi medical drama türünde olduğundan keşke bu kadar uzatmasalardı.

Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER