Hayata kendi siparişini vermek isteyenlere...
İstanbullu Gelin’in 77. bölümünden aşırı şekilde etkilendiğim için yazmaya nereden başlayacağımı bilemiyorum. Bölümde geçen her cümleyi tek tek evimin duvarlarına yazmakla bundan sonra dizi yazmayı düşünen herkesin görebileceği bir yere bırakmak arasında kararsızım. En baştan bütün ekibe dev bir teşekkür edeyim, ondan sonra becerebilirsem bir yerden konuya gireyim. Gerçi bence üzerine yazacak bir şey bırakmadılar bu sefer, öyle bir tamamlanmışlık hissi doldu içime. Başlıyoruz bakalım.

Bunca bölümdür Süreyya ne zaman hayatını değiştirecek, gitti mi gidiyor mu derken aklımıza gelmeyen başımıza geldi ve hayatını komple değiştirmeye karar veren Faruk Boran oldu. Emir’in Londra’ya gitmek istemesi, bacak kadar çocuğun hayatıyla ilgili kendi kararlarını kendi aldığını gören Faruk’ta bir kırılma etkisi yarattı ve kendi deyimiyle bunca zamandır sırtında taşıdığı başkalarının küfelerini bırakmaya karar verdi. O koskoca Boran Holding’i çekip çeviren, kardeşlerine sadece abi değil aynı zamanda baba da olan, Esma ile birlikte bazen de kendi yarattıkları yüklerin altına giren Faruk nihayet hepsinden kurtulmaya karar verdi. Bu durum Süreyya ile olan ilişkisine nasıl yansıyacak bilemiyoruz henüz ama kendisine iyi geleceği kesin. Bir de şu geldi aklıma; bunca zaman Faruk’u kıskanıp duran ve daha yeni yeni durulan Fikret bakalım Faruk’un gönüllü çekilmesinden sonra onun yerine geçebilecek mi? İki gün Farukluk yapsa üçüncü gün bunalıma girer gibi geliyor bana ama dur bakalım.


Kim tahmin edebilirdi bu sahneyi?

Şimdi gelelim Süreyya ile İpek arasında geçen o şahane ötesi sahneye. İstanbullu Gelin tarihindeki en sevdiğim anlardan birisi olabilir bu. Umut’a yapılan kırk uçurmasından sonra (bu arada İstanbullu Gelin’de bu geleneksel mevzuların aşırı tatlı yaşatılması apayrı bir yazı olmayı hak edecek kadar güzel) pijama partisi sırasında gelişen o itiraf konuşması içimin yağlarını eritti, gözlerime yaş üstüne yaş doldurdu. ‘Ben gücün dışarıda bir şey olduğunu, alınacak bir şey olduğunu sanıyordum’ dedi ya İpek, ‘Konağa gelin gideceğim’ diye aklını kaçırmak üzere olan bir kadının dönüşümüne şahit olmamızın güzelliğinden aklım çıktı. Bizi buna inandırabilecek çok fazla dizi yok, kıymetini bilmek lazım. Hayatın onlara birer elti değil de birer kardeş verdiğini anlamalarına giden iniş çıkışlı yol sadece onları değil bizi de büyüttü, ne de güzel oldu.


İdil Hanım'ı aşırı sevenler birleşelim

Bölümün çok sevdiğim bir diğer sahnesi ise elbette İdil Hanım’ın terapi seansıydı ki zaten her hafta bu seansı bekleyen milyonlarca insan olduk artık. Seans olmadığı haftalarda bir gerginlik, bir titreme geliyor üstümüze. İdil Hanım’ın o her şeyi anlayan bakışlarıyla bir saat geçirsek hepimize iyi gelecek gibi. Seansta Adem’in Dilara’ya ‘Ben senin anneliğinde baba olmayı öğreniyorum’ demesi ne kadar ağlattıysa, Dilara’nın da Adem için ‘Bu sizin seanslarda mı böyle?’ diye sorması da o kadar güldürdü onca yaşın arasında. Karşımızdakine hak vermek bizim için bir seçenek olduğunda, haklı olmak hayattaki her şeyden üstün olmadığında, empati olunca yanımızda hayat nasıl kolaylaşabiliyor bu seanslarda hepimiz bunu öğrendik bu seanslarda. Öğrenmiş olduğumuzu umuyorum.


Düpedüz film sahnesi bu 

‘Kaçma günlerini’ kutlayan Esma ve Garip’ten bahsetmeden geçmeyi hiç istemem. Esma ve Garip’in gençliklerini alıp kaçırasım, onları kimsenin bulamayacağı yerlere götüresim geldi bu bölüm, öylesine canlıydılar. Esma ve Garip’in gençliklerine bir spin off çekilmesini umarım çoktan planlamışlardır, deli gibi oturur izlerim. Şimdiki Esma ve Garip’in o duygusallıkları, Esma’nın hastalığını gölgesi üzerlerindeyken bile yaşadıkları gerçek huzur, Esma’nın her şeye rağmen şükür ve minnet dolu olduğunu söylemesi, o elbise beni düpedüz ağlattı.  


Hem suçlu hem güçlüsün Faruk 

Bölümde en çok içimin burulduğu anlardan bir tanesi Süreyya ve Faruk yüzleşmesiydi. Faruk’un ‘Seni çok seviyorum ama bana biraz müsaade eder misin?’ demesi emimin Süreyya’yı da çok kırdı ve üzdü çünkü eskiden Faruk hayattan kaçışlarını Süreyya’ya yaparken şimdi Süreyya dâhil uzaklaşmak istiyor her şeyden. Üstelik Süreyya onun için hayatından bunca taviz vermişken bunu yapmak isteyen Faruk. Kim kırılmaz, kim üzülmez buna?

Diziye son dakika sürprizi olarak katılan Arya, Arya’nın babası ve Dilara ile aralarındaki olası ilişki için şimdi konuşmak istemiyorum zira Dilara’nın başka biri olmadan da kendini toparladığını görmeyi tercih ederim önce. Bakalım finale doğru kalan azıcık bölüm bize neler getirecek? İyi seyirler dilerim. 


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER