Fazilet Hanım, allem etti kallem etti, Ece'nin aklına da zenginlik hayallerini sokuverdi. Her ne kadar Sinan Egemen'in etrafında Ece'yi gezdirmeye çalışsa da, Hazım Bey'in Ece'ye bakışlarından pek bir korkuyorum. Aklıma kötü kötü şeyler geliyor, senarist yazdıysa bozsun inşallah. Zaten Egemen Ailesi'nde Ece, "babanızınki" olarak biliniyor, sonra çok üzülürüz. Ece'nin sevgilisi Yasin'e pek bir kanım ısınmıştı geçen hafta ama Ece'ye ezik ezik, yok efendim "Seni göndermiyorum yalıya!", yok efendim "Gidemezsin!" dedikçe çıldırıyorum. Üslup neydi, üslup önemliydi; bir zahmet Ece senden emir almayıversin tatlı çocuk.
Hazan ile annesi arasında, sanıldığından daha derin bir mesele var. Flashbackin bir kısmından anlaşılacağı üzerine, annesine bugün bile "Babamın katili sensin!" demek, çok büyük bir itham. Bu konu için şimdiden yorum yapmak yanlış olur. Benim kafamı karıştıran, Fazilet Hanım'ın da "Beni hiç affetmeyeceksin değil mi?" diye Hazan'a sorması. Ne olup bittiğini anlamadan, ahkam kesmek istemem. Fakat Hazan her ne yaşadıysa, bir an evvel öğrenmek isterim.
Ayrıca, Fazilet Hanım'ın her bir mimiğine, her bir alaylı bakışlarına, her bir imalı yapmacık gülümsemelerine şapka çıkarmak istiyorum, kendisi gönlümün yeni fenomeni! Nazan Kesal rolünün hakkını öyle bir veriyor ki, ekran karşısında mest oluyorum.
Lakin, kılığı kıyafeti asla yaşadığı yere ait olduğu hissini vermiyor bana. Yani, gösterilen fakirliğin içinde, her ne kadar pazardan olduğu söylense bile, bu kadar saç-baş, makyaj ihtişamı fazla diye düşünüyorum. Ben Ece olsam, "Anne, sen yaşlanmamışsın. Güzelliğinden de ödün vermiş gibi durmuyorsun, maske falan her şey tastamam. Belki ben de Yasin'le evlenirsem, senin gibi olurum." der, işin içinden çıkardım vallahi. Çünkü gösterilen mahallede, Fazilet Hanım'ın hâline binlerce kez şükretmesi gerekiyor.
Bölümü çok sevdim. Hikaye drama çatısı altında ilerlese bile, asla yavaş akmıyor. Olaylar, oldukça hızlı ve anlaşılabilir ilerliyor. Hem sindiriyorum, hem de sıkılmıyorum. Üçüncü bölüm fragmanı da bende ciddi anlamda merak uyandırdı. Yazanın, oynayanın, çekenin ve dokunuşta bulunan herkesin emeğine sağlık, haftaya görüşürüz. :)