Diyeceklerimi demeye hakkım belki yoktur. Zira ben
Poyraz’dan geçeli uzun vakitler oldu. Köprünün altından çok sular aktı; bildim,
hep gördüm. Bir köşede sessizce durarak baktım çünkü arkalarından.
Bazen susmak da çok
şey anlatır albayım, siz bilirsiniz…
Kızdım. Çok kızdım. Bence bir riskti alınan. Öldü demek,
Poyraz için vedalar paylaşmak bir kırmızı çizgiydi. Kırmızı çizgiler
hudutsuzca aşıldı. Ondan kızdım. "Vallahi isteyerek olmadı" diye diye gitti ya
Ayşegül, vallahi isteyerek olmadı albayım!
Çizgileri, sınırları biz belirliyoruz gibi ya bu hayat,
değil! Bir yerden sonra olay senin parmak uçlarından çıkıyor, sen orada öylece
kalıyorsun, hayat senden geçip gidiyor ve ne varsa ‘asla’lara dair neon ışıklarıyla
seçip çiziyor senin için çizgileri. Kalıplara sığmak değil, yaşamak bu!
Yaşamaya çalışmak aslında daha çok. Poyraz’ın ölmesi daha doğrusu öldü
gösterilmesi bir yol ayrımıydı benim için. Bir karar vermem gerekiyordu. Eğer
kalıp devam etseydim yolumda, karşılıklı yıpranacak, eskiyecektik. Ben, benim
hatıramdaki Poyraz Karayel olarak
kalmasını diledim, yıpranmamayı ve yıpratmamayı, tercihimi öteki yoldan yana
kullandım. Doğrusu da yanlışı da banadır. Açıkçası iflah olmayan bir kararsız
olarak, verdiğim üç beş kesin karardan da pişman olmak pek adetim değildir.
Üzülmedim çünkü bence bitmesi gereken bir işti, bunu hep
söyledim. Eyvallah güzeliz, başım üstüne çiçeğiz, en çok söyleyenlerden biri
bendim bunları zamanında ama bir tat tuz olayı var ya işte o kaçınca maalesef
geri gelmiyor. O yüzden dedim ki bir yerden sonra, bitsin, bitsin çünkü sonu
olmayacak, yaratılan dünya ne kadar ustaca olursa olsun insanlar önünü
görememeye başlayacak, o işte öyle olmaz, olmamalı.
Burada kanala da birkaç şey söylemek isterim çünkü bu final
de emeği(!) büyüktür. Şunu kabul edelim ki, bu kanal da bir dizi izleyecekseniz
her an bitmesine hazırlıklı olarak izleyeceksiniz. Çünkü dizilerini gözünü
kırpmadan harcar. Ben sektörmüş, piyasaymış oymuş buymuş anlamam, gözlemlediğime
bakarım. Ben, ekran başındaki izleyici olarak diyorum ki, daha iyi olacağına
kendi çapında inandığı her iş için geride, zirvede olan bir işi bırakıyorlar. Hani
o ‘Ben Türk dizisi izlemiyorum canım ya hep yabancı!’ diyenler vardır ya, şu an
aynı o ekiptenim ben de. Birinci sebebim de budur. Benim kıymet verdiğim,
başında saatlerimi geçirdiğim işe sen yayıncı olarak kıymet vermiyorsan konu
tarafımda kapanmıştır. Üzülerek belirtiyorum; evet, Poyraz Karayel final yapması gereken bir işti ancak böyle cumburlop,
hadi final diye sezon ortasında harcanacak proje de değildi.