Ailesine karşı Ömer’den bir evlilik sözü beklemediğini dile getiren Defne ne de güzel Neriman’ın gazına gelmişti. Ardı ardına aldı tüyoları... Neyse ki bunların çoğunu uygulamayarak fragmanda o yüzük bakma ve bebek ile oynama anlarını izlediğimde “Bunlar hiç Defne’lik değil bir gariplik var bu işin içinde.” demekle ne kadar doğru yaptığımı kanıtlamış oldu. Aslında bizim 67.bölümde yaşadığımız 1.bölüm dejavusu tam da Neriman’ın kadın olma tüyolarını vermesiyle başlamıştı. İlk bölümde Ömer İplikçi’yi tavlamak adına alınan tüyolar bu sefer evliliğe giden yol için verilmiş; o zaman Ömer’in dikkatini çekmek için Seville Berberi’yle değişen telefon müziği şimdi ise düğün marşıyla değiştirilmişti. Sonuç mu? O zaman kendi olarak Ömer’in kalbine giden yolu keşfeden Defne, yine kendi olarak en beklenmedik anda almıştı evlilik teklifini:
 
“Burası her şeyin başladığı yer. Bir kız tanıdım ben burada hayatımda gördüğüm en serseri, en hırçın kızdı. İtiraf edeyim başımdaki belayı biraz bahane ederek öpmüştüm o kızı. Sonra çok acayip bir tokat attı bana ama değdi yediğim tokata da, peşinden koşmama da... Dünyanın en güzel kızı çünkü o, benim yanımda olduğu için çok şanslıyım. Artık hiç ayrılma istiyorum yanımdan. Hayatım hayatına karışsın. Bundan sonra tek bir hayat yaşayalım: Senle ben. Benimle evlenir misin?”


 
Ve o anda Defne ile birlikte benim de gözümde yaşlar belirmişti. Her şeyin başladığı yerde yeniden sıfırdan başlamak ne de güzel bir fikirdi? Belki Ömer bir Haziran günü tanıştığı bu kızı geri dönüp bulma fırsatına sahip olmamıştı ancak şimdi aynı yerde kendi seçip hayatına soktuğu kıza evlenme teklifi etmişti. Nereden nereye gelmiştik, ne maceralar yaşamıştık bu anı yaşamak adına. Kah üzüldük, kah ağladık ancak her masalın bir sonu olduğu gibi de bu masalın mutlu sonuna geldik. Peri masalların hepsinde hikaye hep aynıdır yapayalnız bir prens ile genç kızla başlar hikaye. Sonra hiç beklenmedik bir anda tanışırlar ve ilk görüşte aşık olurlar. Ancak bir araya gelmeleri için engeller vardır. Sonra sayfalarca o engelleri dinleriz, birlikte olmak adına verdikleri savaşa şahit oluruz. Son sayfaya geldiğimizde ise prens genç kızı öperek hayata döndürür ve masal o anda mutlu sonla biter. Biz de kendi hayalimizde mutlu sonunu yaşayan Pamuk Prenses, Külkedisi ya da Rapunzel’in sevdiği adamla kurdukları hayatı tahmin etmeye çalışırız. Kiralık Aşk da bir masal olduğuna göre, bize düşen de yeniden onların yürüyemeyecek kadar yaşlandıkları güne kadar neler yaşayacaklarını hayal etmek.


 
Ayrıca şunu da belirtmeliyim ki biz o masalları dinleyen çocuklardan daha şanslıyız. Biz her zaman ayrıyken ya da engellerle savaşırken bile en yakın hallerini yaşayan iki aşık izledik bu masalda. Ayrıca mutlu sonu mutlu sonu peri masallarının aksine son sayfa yerine çok daha önce görme şansına sahip olduk. Her ne kadar imza atılmamış olsa da evliyken nasıl olacaklarını hayal etmemizi sağlayacak sahnelere şahit oluyoruz 60. bölümden beri... Aynı evde yaşayan, sabahları birlikte kalkıp akşamları birlikte yatağa yatan, birbirlerinin sabah rutinini bilen, dolabın kapağını açmaktan tutun dolaşarak diş fırçalamaya kadar birçok garip huylarını kabullenen, alışveriş yapıp yemek hazırlayan, film izleyen, işe gidip-gelen, misafir ağırlayan, ağaç süsleyen hatta Küçük İso sayesinde bebek bile bakan Defne ile Ömer’i düşünerek “İşte ölene kadar bu şekilde geçirdiler günlerini.” diyebileceğiz. Ancak şimdiden hüzne kapılmaya gerek yok, daha önümüzde onların mutlulukta zirve dedikleri o anları yaşayacakları anlara şahit olacağımız iki bölüm var koskoca önümüzde. Ardından vedaya hazırlanırız değil mi? Şimdilik haftaya Cuma gününe kadar bu muhteşem evlenme teklifini sarıp sarıp iç geçirelim derim. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER