Su akacak ve elbet yolunu bulacak. Nihan zaten çoktan Defonzo’yla eski haline döndü, Serdar ile Türkan Teyze deseniz özlemden ölecekler. Zaman her şeyin ilacıdır. Defne de bu noktada düşüncelerini söyleyip geri çekilerek en doğru olanı yaptı. Çünkü sevdiği adamla birlikte olmanın yanlış hiçbir yanı yoktu. Onun elinden geleni ailesinin bu aşkın gücünü anlamasını beklemekti. Ve kendisini takdir ettim. Kiralık Aşk tarihi boyunca ailesine rest çektiği güne kadar attığı her adımla eleştiri alan Defne ortada bir sır olmadığı zaman her daim ne olursa olsun aşkına sahip çıkacak cesarete ve güce sahip olduğunu herkese gösterdi. O her zaman bu kiralık aşk oyunu yüzünden kendini bu aşka layık görmüyordu. Ancak şimdi o da biliyor Defne denince herkesin aklına Ömer geldiğini, aralarında bir uyum ve ahenk olduğunu... Aile engeline rağmen sevdiği adamla yaşadığı her anın tadını doyasıya çıkarması da cabası. İnsan kaybedince anlıyor bazı anların değerini işte. Defne de Ömer’siz geçirdiği bir yılın ardından şimdi yarım kalan her ne varsa tamamlamak istiyor. Buna çam ağacı süslemek de dahil.
 
Haftanın en sevdiğim günü Pazartesi’dir. Ayın ise en sevdiğim günü biri. Çünkü bu günlerde her zaman hayatımızda temiz sayfalar açarız. İşte bu nedenle yılbaşını da çok severim, çünkü beraberinde yeni bir başlangıç getirir. Görünüşe göre Defne de “Tertemiz bir yıl, hiç yaşanmamış ve sen onu tüm bu coşkunla sevginle karşılıyorsun.” sözleriyle belirttiği gibi benimle aynı fikirde... Üstelik her ne kadar hala inanamasa da bu sefer yeni yıla yanında Ömer ile girecek. Geçen yıl biri ona bunu söylese tekme tokat atacak ruh halindeyken şimdi ise tüm hayalleri gerçek oluyor. Ancak Ömer’in içinde her zaman Defne ile olacağına dair bir umut olduğunu duymanın beni çok şaşırttığını da itiraf etmeliyim. Hiç ama hiçbir zaman bu aşktan umudunu kesmeyen bir Ömer yazdığı için Meriç Acemi’ye teşekkür ederim. Sevdiği kadın kendisine yalan söyledi diye dünyaları yakmak yerine uzak diyarlarda önce bu olayı idrak edip, ardından arkasındaki nedenleri fark edip ve kendi kafasında Defne’yi aklayarak bir gün beraber geçirecekleri yılbaşı gecelerini hayal eden bir erkek Türk dizi tarihinde pek de görmeye alışık olmadığımız türden. Sağ olsun Ömer İplikçi sayesinde çıtayı yükseltiyoruz. Ancak hiç bir zaman bu çıta her şeyin başladığı noktada evlenme teklifi ettiği andaki kadar yüksek olamayacak.


 
Evet, daha önce Ömer İplikçi’den evlenme teklifleri duyduk. Ama hiçbiri şimdi ki kadar gerçek ve büyüleyici değildi. Çünkü Manu’nun kapısında 2,5 yıl sonra yeniden bir araya gelen Ömer ile Defne yaşadıklarıyla evrimleşen iki farklı insandı. Hayatta hiçbir şeyin onları ayıramayacağını artık biliyorlardı. Ayrıca birbirlerini de çok ama çok iyi tanıyorlardı. 20.bölümde gelen evlenme teklifinde hala asistan-patron etkisi devam ederken, 42’de ise Defne’ye yüzük takarken Defne’nin sırtındaki yükler aralarındaki o kocaman duvarın ne olursa olsun varlığını korumasına neden olmuştu. Şimdi ise duvarlar yoktu. Defne patronu olmayan Ömer’i çok iyi tanıyordu ve Ömer de kiralık aşk oyununa girmeden önceki asıl Defo’yu tanıma şansına sahip oldu. Artık tek bir hayat yaşamaya hazırlardı. Aslında Defne’nin “Artık benim bir ailem yok.” deyip Ömer’in evine geldiği gün başlamışlardı tek bir hayat yaşamaya. Benim için evlilik sadece resmi bir sözleşmeydi. Bizim bölümlerdir aynı evde izlediğimiz Ömer ile Defne benim gözümde zaten evlilerdi. Ancak Defne’nin bunu fark edemeyip her kızın düştüğü o yollara düşmesi de işin eğlencesi oldu.



Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER