Koriş'im, Dilara ettiğin hakaretler yüzünden sana alınmış diyollaağğğğ...
Şimdi ben İso'ya küstüm, konuşmuyorum ama çok seviyorum. Zaten insan sevdiklerine küser, başka kime küser? Elli beş bölümlük Kiralık Aşk seyircisiyim, ben böyle ters köşe görmedim, alacağın olsun Meriç Acemi! Ey hayat! Şimdi size biraz kendimden bahsedeceğim. Malum, biz televizyon izlerken, Zeki Müren'in de bizi görmediğini biliyoruz, ben İso'yla konuşuyorum. Ayşegül'ün getirdiği ayakkabılar için, "Parmağında yüzük yok" falan diye İso kendini dizginlerken, "Aferin" diyorum ona. Çünkü Allah aşkına mutlu olsun artık. Ayşegül evli çıktığında, neye uğradığımı şaşırdım. AYŞEGÜL EVLİ ÇIKTI, hâlâ inanamıyorum. Peki bu Ayşegül, İso'ya kur yapmıyor mu? Ben mi şizofrenim? Nihan, neden İso'nun Ayşegül'den hoşlandığını bilmiyor? Defne, İso'ya Ayşegül'le alakalı imalarda bulunmadı mı? Cevdet'in kim olduğunu tam söyleyecekken, polinom uğruna bölündük, Defne ne diyecekti? Peki İso, bu durumu nasıl öğrenecek? Ayşegül, kocasını sevmiyor mu? İso neden hep üçüncü adam oluyor? İso'nun suçu ne? İso mutlu olmasın da Serdar mı mutlu olsun? Allah aşkına hayat, senin İso'yla derdin ne? Bakın, bu durumu öğrendikten sonra şu idrakı istiyorum; "Defne, Ömer'i seviyorsan git konuş bence, çünkü senin yaşadığın hiçbir şey!" Ben anlamadım ki İso neden böyle oldu, vallahi anlamadım. Şimdi evli bir kadına aşık olmanın gururuna dokunmasıyla, muma doğru giden pervaneye dönecek. Ay ben bakamam! 


Durun! Siz kardeşsiniz. Barışın artık, içim şişti.

İso, Ömer'i görünce öyle bir tribe girdi ki hakikaten, Ömer'in Defne'yi değil İso'yu terkettiğini düşünmeye başlayacağım. Ömer'in de dediği gibi, herkes kendini biliyor. O yüzden artık kendimi yırtmayacağım, bunu saçma bulduğum konusunda. Ben de birilerinin dostu, gönül bağıyla kardeşi, ailesi oldum. Ve onların da çok sevdikleri insanlar var ve her şeyin bir oyunla başlamadığı ilişkileri oldu. Benim de içlerinde, "enişte"den öte, dost olduğum insanlar oldu. Benim kardeşlerim de terkedildi. Hepimiz insanız, yaşıyoruz böyle şeyler. Fakat, her şeyin bir sınırı var. Terk ettiği için haklı olan dostlarımın sırtını sıvazlamadım belki ama anladım. Terk ettiği için haksız olan dostlarımla da kendi dostluğumu ayrı tuttum. Çünkü böyledir. Evet dostuma yapılan yanlışı bana yapılmış sayarım ama dostum da bir doğru mudur diye bakarım. İso değil miydi, Defne her şeyi anlatmak istediğinde, "Emin misin?" diye soran, işte aynen öyle. İso, Defne sanki Ömer'i şirkette görmeyecekmişcesine, olası dükkan karşılaşmasını engelledi de Defne daha mı az üzüldü, o kısmı idrak edemeyerek yoluma devam ediyorum. 

Necmi, Neriman'ın kocası olması dışında çok iyi adam; en azından Ömer dışında kalan tüm insanlığa. Herkese babalık yapmış. O kadar çok kişiye babalık yapmış ki, kendi kızına ve Ömer'e kalmamış. Yine de amcasını arayıp, teşekkür eden koca yürekli Ömer için bir kalp bırakıyorum buraya. Ve Neriman'ın bir takım dolaplar çevirdiğini anlamasına rağmen, algılarını zorlamayan Necmi'ye de göz deviren bebek emojisi gönderiyorum. 

Sinan'ın son bir buçuk seneye sığdırdığı aşk hayatını, tüm çıplaklığıyla, Seda'nın kulaklarına üfleyen Necmi için de bir gülen surat koyayım madem. Telefon konuşması biraz uzasa, Defne'ye kadar inecekti Necmi, zor tuttu kendini. "Ağlayan kadınlara zaafın mı var?" diye Sinan'a sorduğu soruyu uygun bulamadım açıkçası. Çünkü, Sinan'ın nefes alan her kadına zaafı var! Derya'nın erkek versiyonu. İnşallah kısmetse onların arasını yapacağım ben, gerisi boş. Şaka bir yana, Derya'nın da kısmetine Aytekin düşerse, Zübeyir'in aşk acısını çekebilir miyim, o konuda biraz kararsızım. Ay ne çok erkek var ve ne kadar az kadın! Ben neden birilerini birilerine yamamaya çalışan birine döndüm? Neriman'ı o kadar kınadım ki, başıma geldi zaar! 


Aytekin bak güzel kardeşim, o kutu benim. Ne demişler, "Kutu kutu pense elmamı yerse, iş arkadaşım Defne yüzünü bana dönse"

Aytekin'le önce gıybetin dibine vurup, ardından işine gelmeyen yerde onu durduran Ömer İplikçi, sen bu hâllere düşecek adam mıydın be? ^^ Defne'nin -hâlâ- kendisini sevdiğini anlayan Ömer, tüm serseri coolluğuyla gönlümün efendisi olmaya hak kazandı. (Sanki öncesinde değilmiş gibi. ^^) Selam sevgili iş arkaşları! Gelsin bana romantikli komikli sahneler! Elçin Sangu ve Barış Arduç bu bölüm, mimik konuşturmada bir dünya markası oldular. Defne kaçtıkça, Ömer'e daha fazla yaklaştı. Ve Ömer, ısrarla kovaladı, yeminle görsel ve zevksel şölen. Pamir'in oynadığı oyunu sevmediğimi söyleyemem ama daha çok ateşle oynadığını da hissediyorum. Keza, Ömer yalnızca bir volkana dönüştü daha patlamadı ve bir daha bu hâlini Defne'ye bunu yansıtmayacaktır. İşin de peşini bırakacağını sanmıyorum. 


Islık mı çaldı o? İyicene Rüstem Abi'ye bağladı ha. Maserati'yi de bundan sattı zaar.

Bundan sonrasında, Pamir ve Ömer arasında çokzel sahneler izleyeceğimizi düşünüyorum. Ömer'in bilmiş bilmiş, efendime söyleyeyim egolu egolu, yüksekten yüksekten konuşmasıyla, gurur yapan Defne, kararını 180 derece değiştirip etik falan dinlemedi ve "Pamir Bey'in dediğini uygun buldum" dedi. Hmmm... Ömer, Defne'yi tavlama işini biraz yanlış anlamış olabilir. Oyun start aldı. "Karşındakine göre oyun kurmaya çalışırsan, kendini onun oyununu oynarken bulursun." Şimdi ben bu cümleyi kafamda nereye koyayım? Kim kimi kimin oyununun içinde bulacak acabağ? Çünkü; Defne oynuyor, Ömer oynuyor, Pamir öteden DefÖm'e doğru oynuyor, Neriman ezelden beri oynuyor. Tavşan kardeşle herkes oynuyor. Ay yok bu başka bir konuydu. ^^ Demek tavşan kardeşle, koca ayı elma toplamışlar he? Sinan, 40.Bölüm internete özel sahneyi izlemiş de gelmiş anlaşıldı. 


Umarım kuzeni Sude gibi evlenecem de evlenecem vakası yaşatmaz. AMİN.

Pamir Marden... İtinayla çay ve sütü birbirine karıştırıracağım diye, çay karası Ömer'le süt beyazı Defne'yi birbirine karıştıracak olabilir misin acaba? Evindeki iskelet aksesuarının yanındaki tabloda yazanın hayat motton olmasını diliyorum, keza "Serenity Prayer" ın bir kısmına ait bu sözü ben de çok severim: "Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret, değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır ve ikisi arasındaki farkı anlayabilmek için de bilgelik ver.” Pamir'in kötü olmayacağını, belki Defne'ye aşık bile olmayacağını zannediyorum. Fakat, oyun oynamaya aşık. Takıntılı hâlleri gözümden kaçmıyor ve "hoş geldin delilerin arasına" diyorum. 

Koray'cım Sargın, sen bırak Hulusi Dede'ye yatırım yapmayı da bence Neriman'a yap. O seni muhakkak zengin birine kiralar. Olmadı, Ömer'e evlatlık falan verir illaki bir şeyler yapar yani. Ben de senin yerinde olsam Ömer'den korkarım ayrıca! Pamir Defne'ye, Defne Ömer'e, sonra herkes Neriman'a bu işin sonunda ve bunların tümüne tek görgü şahidi sensin. Bence de Ömer'den korkmalısın. ^^

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER