Enver, Ali Nejat'tan
Eylül'e biraz umut vermesini rica etmiş, yeniden gitmemesi ve yaşamaya devam
edebilmesi için. Kendisi de Eylül'e bir başka umudu vermenin hazırlığındaymış.
Dizinin ilk bölümünden beri sözü edilen yerli otomobil yapma hayalinin peşinden
bu kez Eylül koşacak, Umut'la birlikte hem de. Ve bu hayal gerçek olamayacaksa
bile bütün servetini harcamaktan çekinmeyecek bir abi olduğunu düşünüyorum ben
Enver'in. Hikâyenin bu kısmı artık kesintisiz akmalı…
Umut'a kendi ekibini
kurmasını söyledi Eylül. Böylece Genco ve İsot da hiç mutlu olmadıkları o
işlere devam etmek zorunda kalmayacaklar. Söylemeden edemeyeceğim, Genco'nun
İsot'u almaya gittiği kafe sahnesinde çalan romantik müzik ve Genco'yla İsot'un
halleri gerçekten güldürdü. Bu kadar acının içinde çok iyi geldi.
Akşam vakti Umut'la
konuşmaya giderken yanına alkol değil de gazoz ve çekirdek alan ve bu durumu, "artık çocuklara kötü
örnek olacak şeyler yapmayacağız" diye açıklayan, çünkü kendisini,
Gökçe'nin bebeğine babalık yapmaya hazırlayan Genco'yu pamuklara sarmak
istiyorum. Ben zaten bu hikâyenin başından beri en çok Genco'ya üzüldüm, en çok
Genco'ya ağladım. Şimdi de onun bu hallerini, bebeği ansızın sahiplenmesini,
adını 'Naz' koymak istemesini, Gökçe'yi bu fikre alıştırmaya çalışmasını hem
gözyaşları hem de tebessümle izliyorum.
Gökçe, hamile
olduğunu öğrendiği andan itibaren bebeğin kendisine ait olduğunu hissetmemiş
hiç. Duygusal bağ kuramamış, sahiplenememiş ve sevememiş. Yaşadıklarını
düşününce, Emre'den bir parçaya böylesi tepkili olmasını anlamak zor değil. Bu
nedenle bebeği evlat edinmek isteyen bir çift bulmuş. Dünyanın pek çok yerinde,
devlet kontrolünde uygulanan bir evlatlık verme yöntemidir bu. Ne yazık ki
Türkiye'de yasal yollardan bunu yapmak mümkün değil.
Genco, Gökçe'nin bir
süre sonra pişman olabileceğini düşündüğü için bunu yaptığı iddiasında ama
bence bu konuda bencillik ediyor. Böyle büyük bir karara, olayın taraflarından
biri bile değilken müdahale etmesi bir yana, Gökçe'yi anlamaya çalışmamasına inanamıyorum.
Evet, şurası belli ki Genco yepyeni bir sayfa açmak istiyor yeni başlayan bu
hayatın yardımıyla. Ama Gökçe'nin adına böyle hayati kararlar vererek olmaz bu.
Sonunda Gökçe'yi tamamen kaybetmesinden korkuyorum Genco'nun…
Kaan'ın babasını kurtarır mısın Avukat Abla?
Kaan'ın bu hikâye
içinde giderek daha önemli bir rol edinmesini, itici bir güç haline gelmesini
seviyorum. Önce doktoru beğenmeyip dedesine terapist desteği verilmesine yol
açtı, dolaylı da olsa; sonra da avukatı beğenmeyip yeni avukat buldu babasına.
Feyza'nın göremediklerini 7 yaşında bir çocuğun şıp diye çözmesi bize çok şey
söylüyor… İlerleyen zamanlarda bunları fark edecek olan Feyza'nın öfkesinin
şiddetinden de korkuyorum şimdiden. Ve Avukat Nihan rolüyle hikâyemize katılan Burcu Kara hoş geldi!
Avukat Nihan'ı ben
şimdiden sevdim. Şiddet gören kadınlara karşılıksız yardım etmesi onu başımın
üstünde taşımak istemem için yeterli zaten. Kaan'ı ciddiye alması ve karşısına alıp konuşması da ilk görüşteki pozitif yargımı perçinledi. Ama bu hikâyeye ve Ali Nejat'ın hayatına onu kabul edebilmem için olayları
çözmesi ve tarafını doğru seçmesi şart.
*Bülent Ortaçgil'in
"Biraz Umut" şarkısından