Sultan Ahmet’in zamansız ama son derece de zarif ölümünden
sonra Muhteşem Yüzyıl Kösem bol tempolu, bol gerilimli bir bölümle ekrana döndü
bu hafta. Kanuni Sultan Süleyman’ın o meşhur deyişindeki “Saltanat dedikleri ancak
cihan kavgasıdır” sözlerini bir kere daha tüm gücüyle haklı çıkarırcasına, mevcut
padişah vefat eder etmez anında aç kurtlar gibi tahtın başına üşüşmekten yaslarını
bile tutmaya vakit bulamayan Topkapı Sarayı sakinlerinin tepişmelerine tanıklık
ederken ölenin arkasından üzülmeye biz de vakit bulamadık. Ve bir kere daha
gördük ki, Şehzade – artık Sultan – Mustafa neredeyse, orijinallik de hemen orada.
24. bölüm yazımda bahsettiğim ve o bölümden sonra çoğu
seyirci gibi benim de merakımı en çok cezbeden sorunun cevabını almamızla başladı
bölüm : Osmanlı’da Sultan Ahmet’ten sonra tahta kimin ne şekilde çıkacağını belirleyecek
olan yeni kanun Ekber ve Erşed’in nasıl çıkartılıp yürürlüğe gireceğiyle. O
kadar ki söz konusu kanun bölüme adını bile verdi. Tam tahmin ettiğim gibi Ahmet’in
ölmeden önce yarım kalan işlerini Kösem’e devretmesiyle birlikte dizi gereği bu
kanunu çıkartıp ilk uygulamasını yapmak da Kösem Sultan’a düştü. Böylece tarihi
bir kişilik olarak Sultan Ahmet’in hükümdarlığı süresince altına imza attığı ve
kendisini diğer Osmanlı padişahlarından ayıran belki de en önemli kanun olan bu
icraat da onun ellerinden çekilip alınmış oldu.
Bölüm boyunca izlediğimiz gerilimlere, konuyla ilgili devlet
erkanı arasında baş gösteren kararsızlıklara ve uygulamaya çalıştığı bu yenilik
yüzünden yaptığı strateji hatasıyla Kösem Sultan’ın Eski Saray’a sürülmesine
daha somut bir zemin hazırlayabilmek adına belki böyle bir değişiklik yapıldı
ama açıkçası ben bu kanunun Kösem Sultan’a çıkarttırılmasında çok da geçerli
bir sebep göremedim kendi adıma. Tahta çıktı çıkalı kardeşi Mustafa’yı öldürmemek
için bin takla atmasını ve acısını da bol bol yaşamasını izlettikten sonra bu
kanunu ölmeden önce olması gerektiği gibi Sultan Ahmet’in çıkardığını
göstermelerinin karakterin hikayesini anlamlı ve bütün kılmak adına çok daha
uygun olurdu diye düşünüyorum.
Ahmet’in erken ölümü neticesinde onun çıkarttığı bu kanunu yine
Kösem Sultan uygulamak durumunda kalacağı için bölüm boyunca izlediğimiz ve
kendisi aleyhine işleyen bütün gelişmeler yine aynı şekilde yaşanırdı zaten. Kanunu
Kösem Sultan’ın çıkartması neyi değiştirdi yani? Sultan Ahmet neden bu kadar
etkisiz eleman konumuna getirildi bu dizide anlam veremedim. Dizi kazasız
belasız finalini görebildiği zaman geri dönüp baktığımda en çok da tarihi
gelişmeleri bu kadar deforme edilerek anlatılan Sultan Ahmet dönemi için hayıflanacağım
sanırım. Hiç yoktan Kösem’in çıkarttığı kanunun altına kendisinin tuğrası
basıldı da en azından dizideki karakterler için bu kanunu yine de Sultan Ahmet
çıkartmış gibi oldu diyeyim de kendimi avutayım bari.
Tabii yüzlerce yıllık kardeş katli geleneğinin bir gecede
değişmesi öyle çabuk kabul görebilecek bir gelişme değildi ve artçı
sarsıntıları görüldü. Özellikle de eline böyle bir fırsat geçirince Halime
Sultan’ın eski gelenekleri aynen kaldığı yerden devam ettirip kendisi ve
şehzadeleri aleyhine sert tedbirler almayacağına güvenen Kösem açısından. Hiç
hesapta yokken Eski Saray’a sepetlenmesi benim de aralarında bulunduğum “biraz
burnu sürtülsün de keyfimiz yerine gelsin” şeklinde beklentileri olan seyirciler
için beklenen bir gelişmeydi ancak yine de kendisinin halinden tavrından öyle
anlaşılıyor ki pek de umduğumuz gibi bir “düşüş” ve “burnu sürtülme”
yaşamayacak kendisi.
Belki bu kanunu uygulamaya çalışması neticesinde kendisine
karşı dönen Şehzade Osman’ın saltanatı sırasında Topkapı’ya geri dönmeyi hesap
ederken Osman’ın kininin geçmeyip kendisini Eski Saray’da tutmaya devam etmesi
gibi bir durum olursa belki. Osman’ın gerçek annesi Mahfiruz Sultan hâlâ dizide
olabilseydi zaten olması gereken de buydu. Safiye Sultan’ın ilk defa birinci
çoğul şahıs kipiyle konuşmayı bırakıp kendisinden “ben” olarak bahsettiği Eski
Saray’a hoş geldin konuşmasında Kösem’e söylediği gibi evine geri dönebilmek
için umduğundan daha uzun bir süre beklemesi gerekebilir.